Çünkü
kendini yaratıcısı Allah’a ve dini İslam’a adayarak şehadeti ilke edinmiş Müslüman
Türk Milletine başkaca bir ant yaraşmaz; hele de ırki yani milliyetçilik saplantısıyla
fani dünya için ebedi ahiret hayatını satabilmesi mümkün değildir.
İŞTE ANDIMIZ…
Allah'a
hamd olsun. O'nu över, O'na şükrederiz. O'ndan medet umarız. O'ndan bağışlanma
dileriz, tevbe ederek O'na itaate yöneliriz. Nefislerimizin kötülük telkinlerinden
ve kötü ameller işlemesinden Allah'a sığınırız. Allah kime doğruyu gösterirse,
kimse onu hak yoldan uzaklaştıramaz. Kimin de hak yoldan uzaklaşmasına
özgürlük tanırsa, kimse ona doğruyu gösteremez. Tek Allah'tan başka tanrı olmadığını,
ilahlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmadığını
kabul ve tasdik ederim. Muhammed'in O'nun kulu ve Rasûlü olduğunu kabul ve
tasdik ederim.
Ey
Allah'ın kulları, size Allah'a sığınmanızı, emirlerine yapışmanızı, günahlardan
arınmanızı, azabından korunmanızı öğütlerim. Size tekrar tekrar O'na itaati
tavsiye ederim. Sözlerime hayırlı olanla, O'nun izni ve yardımıyla başlıyorum.
Ey
İnsanlar! Ben sizin hepinize, Allah'ın; emirlerini tebliğ ile görevlendirdiği,
ilahî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur
ettiği tek yetkili Rasûlüyüm. Beni dinleyin, size bazı açıklamalar yapacağım.
Bu yıldan sonra, bir daha burada sizinle buluşup buluşamayacağımı bilemiyorum.
Ey
İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız,
haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz Rabbinizle buluşacağınız güne kadar
bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu gibi,
saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak İslam'ın koyduğu
sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır.
Benim
sözlerimi iyi dinleyin ki, izzet ve şerefle huzurlu yaşamaya devam edesiniz.
Sakın haksızlık yapmayın ve zulmetmeyin. Sakın baskı, zulüm ve işkenceye alet
olmayın. Sakın zulme boyun eğmeyin. Haksızlığa rıza göstermeyin. İyice anlatabildim
mi?
Allah'ım, Sen de şahit
ol.
Ashabım!
Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız, size işlediğiniz bilinçli amellerin
hesabını sorulacak. İyice tebliğ edebildim mi?
Allah'ım, Sen de şahit
ol!
Ey
İnsanlar, Allah'a sığının, emirlerine yapışın, azabından korunun. İnsanların
mallarını eksik teslim etmeyin, değerlerini düşürmeyin, bedellerini eksik
ödemeyin, mallarını kötülemeyin, haksız rekabet yapmayın, aldatarak, hile
yaparak, fırsat kollayarak, gasp ederek insanların haklarını zayi etmeyin, zayiine
sebep olmayın. Ülkede, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmakta ve
küfürde ileri gitmeyin.
Ashabım!
Kimin yanında bir emanet varsa, bu emaneti sahibine versin. Size hediye verene
hediye ile karşılık verin. Kefil borçlu gibidir. Borcun ödenmesi gerekir.
Soyunuzdan
sopunuzdan medet umarak benim yanıma yaklaşmayın. İşlediğiniz bilinçli
amelleri vesile ederek yanıma gelin. Ben bütün insanlara da, size de aynı şeyleri
söylüyorum.
Cahiliye
döneminin faizli alışverişleri kaldırılmıştır. Yüce Allah, kaldırılan ilk faizin,
Abbas b. Abdilmuttalib'inki olmasını emretmiştir. Ancak anaparalarınız
sizindir. Ne siz haksızlık edebilirsiniz, ne de haksızlığa uğratılacaksınız.
Allah, faizli alışverişin yapılmayacağını icrası kesin hüküm haline getirdi.
Kaldıracağım ilk faiz amcam Abbas b. Abdilmuttalib'in faizli alış
verişlerindeki faizdir.
Ey
İnsanlar! Hangi ayda, hangi günde, hangi ülkede olduğunuzu biliyor musunuz?
(İnsanlar,
‘saygıya layık korunan bir günde, dokunulmazlığı olan ülkede ve bir ayda',
dediler.)
Ey
İnsanlar! Kanlarınız, canlarınız, yaşama hakkınız, mallarınız, namuslarınız,
haysiyet ve şerefleriniz, vücut bütünlüğünüz, Rabbinizle buluşacağınız güne
kadar bu ayınızda, bu beldenizde, bu gününüzün saygıya, korunmaya layık olduğu
gibi, saygıya ve korunmaya layıktır, dokunulmazdır. Ancak İslam'ın koyduğu
sorumluluk gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır.
Ashabım!
Şunu belirteyim ki, Cahiliye dönemindeki bütün kan, su ve mal davaları,
kıyamet gününe kadar şu ayaklarımın altındadır.
Kıyamet
gününe kadar Cahiliye döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, Cahiliye
döneminde var olan kan davaları kaldırılmıştır, kaldıracağımız ilk kan davası,
Amir (İyâs) b. Rebîa b. el-Hâris b. Abdülmuttalib'in kan davasıdır. O Sa'd b.
Leysoğulları'nda sütanneye verilmiş bir çocuktu. Hüzeyl, onu öldürdü.
İyice
tebliğ edebildim mi?
-Allah'ım Sen de şahit
ol! Burada bulunanlar sözlerimi bulunmayanlara iletsin.
Kâbe
hizmetkârlığı ve hacıların su ihtiyacını karşılama dışında cahiliye devrinin
hükümet görevleri kaldırılmıştır.
Kasten
adam öldürmenin cezası, kısastır. Kasten öldürmeye benzeyen cinayet, sopa ve
taşla öldürmedir. Diyeti, yüz devedir. Kim daha fazlasını isterse, o İslam'ı
benimsemeyen Cahiliye dönemini özleyen biridir. En büyük Allah düşmanı,
kendisine herhangi bir kastı olmayan birini sebepsiz yere öldürendir, kendisine
el kaldırmayana sebepsiz yere vurandır.
İyice tebliğ edebildim?
Allah'ım, Sen de şahit ol!
Ey
İnsanlar! Sizi uyarıyorum, herkes yalnızca kendi işlediği suçtan sorumludur.
Suçlu evlattan dolayı baba sorumlu tutulamaz, suçlu babadan dolayı evlat da
sorumlu tutulamaz.
Ey
İnsanlar! Şeytan, sizin bu topraklarınızda kendisine tapınılmasından ümit
kesmiş bulunuyor. Ancak, bunun dışındaki önemsiz gördüğünüz davranışlarda, aranızda
çıkardığı fitne fesatla sizi birbirinize düşürdüğünde
sözünün dinlenmesinden hoşnut olacaktır. Dininizde sebat ederek,
dininize sahip çıkarak, şeytanın, şeytan tıynetli ahlaksız azgınların, şeytani
düzenlerin vesvesesinden, dalaveresinden kendinizi koruyun.
Ey
İnsanlar, yalan yere Allah'ın adını anarak yemin etmeyin. Yalan yere Allah
adına yemin edenin yalanını Allah açığa çıkarır.
Ey
İnsanlar! Zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı gündeki düzenli sistemine
girerek seyrediyor. Ayların sayısı, on ikidir. Dört tanesi, savaşın haram
olduğu aylardır. Bunlardan üçü birbiri peşinden gelir. Biri tektir. Bunlar
Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Cumade'l-ahire ile Şaban arasındaki Mudar
kabilesinin adını koyduğu ay Recep'tir.
Allah'ın,
gökleri ve yeri yarattığı gün, Levh-i Mahfuz'da tespit ettiği kayıtlarda, Allah
katında, ayların sayısı on ikidir. On iki aydan dördü savaşın haram olduğu aylardır.
İşte bu haram aylarla ilgili hüküm, insanlığı, insani değerleri ve düzeni
ayakta tutan dinin, medeniyetin, zamanla değişmeyen tabii hukuk kurallarını
içeren şeriatın hükmüdür. Bu aylarla ilgili Allah'ın koyduğu yasakları
çiğneyerek kendinize, birbirinize zulmetmeyin.
İlahlığında,
otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah'a ortak koşan Müşrikler nasıl
size karşı topyekûn savaşıyorlarsa, siz de onlara karşı topyekûn savaşın. Bilin
ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan
korunanlarla, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine
sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan
müminlerle, muttakilerle beraberdir.
Saldırmazlığın
gelenek haline geldiği, Allah'ın savaşı haram kıldığı ayları erteleyerek,
yerlerini değiştirerek, on iki aya ay ilave ederek, hileli takvim düzenlemek,
kesinlikle Allah'ın sene ve aylarla ilgili koyduğu hükmü inkârda ileri
gitmektir. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve
sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin,
bu yüzden hak yoldan uzaklaşmalarının, dalaleti tercihlerinin önü açılır.
Erteleyerek, değiştirerek ilave ettikleri aydaki savaşları, bir yıl helal ve
meşru, bir yıl haram sayarlar. Allah'ın haram kıldığının sayısına uydursunlar
da, Allah'ın haram kıldığını helal ve meşru kılsınlar, isterler. Onların
bilinçli kötü amelleri kendilerine süslenip güzel gösterilmiştir. Allah kulluk
sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk
bilincini şuur altına iterek örtbas edip, küfürde, nankörlükte ısrar eden bir
kavme doğru yolu gösterme lütfünde bulunmayacak, başarı nasip etmeyecektir.
Onlar
bir yıl, Safer ayını helal sayıyorlar, bir yıl Muharrem'i haram sayıyorlardı.
Nesî (yıla ekleme), işte budur.
Allah'ım, Sen de şahit ol!
Ey
İnsanlar! Kadınlarınızın sizler üzerinde hakları, sizin kadınlarınız üzerinde
haklarınız vardır. Sizin onlardaki hakkınız, minderinize sizden başkasını
oturtmamaları, meşru tavsiyelerinizde size karşı çıkmamaları, hoşlanmadığınız
kişileri izniniz olmadan eve sokmamaları, kötü söz söylememeleri kötü fiil ve
davranışta bulunmamalarıdır. Şayet bunları yaparlarsa, Allah onları
engellemenize, sıkıştırmanıza yataklarında tek başlarına bırakmanıza ve hafifçe,
incitmeden vurmanıza izin vermiştir. Bunlardan vazgeçer ve size itaat
ederlerse, meşru, örfe uygun ölçüler içerisinde rızıklarını ve giyimlerini
sağlama sorumluluğunuz var. Kadınların iyiliğini isteyin, durumlarının
iyileşmesi için çaba sarf edin. Çünkü onlar müşterek hayatın gereği kendileri
adına bir şey yapma gücüne ve imkânına sahip olmayan, sizinle birlikte yaşamak
mecburiyetinde olan hayat arkadaşlarınızdır. Siz onları Allah'ın emaneti olarak
aldınız. Allah'ın emri ve hükmüyle onlarla ilişkiyi helal edindiniz. Eğer
haklarını ararlar, sorumluluklarına riayet ederlerse onlara tavır takınmanıza,
cezalandırmaya hakkınız yoktur. Onların serkeşliğinden ve şiddete
başvurmasından endişe ederseniz, onlara öğüt verin ve yataklarınızı ayırın.
Aşırı gitmeden hafifçe vurun. Onların yiyeceği ve giyimi konusunda cömertçe
her türlü iyilik ve ihsanda bulunmanız, onların haklarıdır. Kadınların
haklarına riayet konusunda Allah'ın emirlerine yapışın, azabından korunun,
onların iyiliğini isteyin, durumlarının iyileşmesi için çaba sarf edin.
Hanımlarınız, sizlerin izni ve bilgisi olmadıkça, evinizin mali imkânlarını
cömertçe harcamasınlar. Sözlerimi iyice anlayarak hatırınızda tutun.
İyice tebliğ edebildim
mi? Allah'ım, Sen de şahit ol!
Ey
İnsanlar! Meşru şekilde sahip olduğunuz, üzerlerinde meşru haklarınız ve
düzgün insani ilişkileriniz olan köle ve cariyelerinize, iş akdiyle bağlı
işçilerinize hayırla muameleyi size tavsiye ederim. Sofranızda bulunanları
ölçü alarak onların karınlarını doyurmanızı, giydiklerinizi ölçü alarak
onların giyimlerini sağlamanızı tavsiye ederim. Affetmeyi düşünmediğiniz bir
suç işledikleri takdirde aranızda aynı cinsten suç işleyenlere uyguladığınız
cezaları ölçü alınız. Onlara işkence etmeyiniz, onları cezalandırmayınız.!
Ey
İnsanlar! Sözlerimi iyi dinleyin, iyi muhakeme edin. Bütün ırklara mensup
Müslümanların, Müslümanların kardeşi olduğunu bilin. Bütün müminler kardeştir.
Kimseye, gönül rızası olmadıkça, kardeşinin malı helal değildir. Sakın
haksızlık etmesin, hile yapmasın, haince davranmasın.
Müslüman’ın
kim olduğunu size anlatayım mı? Müslümanların, dilinden ve elinden zarar
görmediği kişidir.
Müminin
kim olduğunu size anlatayım mı? İnsanların mallarına ve canlarına zararı dokunmayacağından
emin olduğu kişidir.
Muhacirin
kim olduğunu size anlatayım mı? Kötülükleri ve günah işlemeyi terk eden
kişidir.
Mücahidin
kim olduğunu size söyleyeyim mi? Allah'a itaat yolunda nefsiyle mücadele eden
kişidir.
Bu
günün dokunulmazlığı gibi, müminin mümine zarar vermesi haramdır. Etini yeme
mesabesinde olan müminin mümini gıybeti de haramdır. Namus ve haysiyetine zarar
vermesi de haramdır. Müminin yüzüne tokat vurmak da mümine haramdır. Onu itip
kakarak incitmesi de haramdır.
İyice tebliğ edebildim mi?
Allah'ım, Sen şahit ol!
Ey
İnsanlar! Yeryüzü Allah ve Rasûlüne aittir. İnsanlar, 'Allah'tan başka ilah yoktur'
deyip, benim Allah'ın Rasûlü olduğumu kabul edinceye kadar, insanlarla
mücadele etmem, savaşmam emredildi. İnsanlar kelime-i tevhidi söyleyince, kanlarını,
canlarını ve mallarını korumuş olurlar. Ancak İslam'ın koyduğu sorumluluk
gereği uygulanan gerekçeli karara dayalı cezalar müstesnadır. Ahiretteki
hesapları ise Allah'a aittir. Kendinize, birbirinize haksızlık etmeyin!
Ey
Müminler, benden sonra küfre dönmeyin, birbirinin boynunu vuran kâfirler
haline gelmeyin. Size, sımsıkı sarıldığınız sürece asla hak yoldan
uzaklaşmayacağınız apaçık dinî, ilmî, idari, siyasi kuralları içeren Allah'ın
kitabı Kur'ân'ı ve Rasûlü'nün sünnetini bıraktım. Bunlarla amel ediniz,
davranışlarınıza Kur'ân ve sünneti yansıtınız. Bir de soyumdan yakınlarımı,
Ehl-i beytimi bıraktım.
İyice tebliğ edebildim
mi? Allah'ım, Sen şahit ol!
Ey
insanlar! Rabbiniz birdir, babanız birdir. İslam'da insanlar eşittir. Hepiniz
Adem'in çocuklarısınız, Adem de topraktan yaratıldı. Allah katında en
değerliniz, en çok Allah'a sığınanız, emirlerine yapışanınız, günahlardan
arınanınız, azabından korunanızdır. Bir Arab'ın, Arap olmayana, bir başkasının
Arab'a, bir siyahın bir kızılderiliye, bir kızılderilinin bir siyaha, takvanın
dışında bir üstünlük sebebi yoktur.
"Ey
iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık.
Birbirinizle tanışmanız, işlerinizi tedbirle idare etmeniz, karşılıklı olarak,
İslami kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız,
kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye
etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en
değerliniz, en üstününüz, en çok Allah'a sığınanınız, emirlerine yapışanınız,
en çok günahlardan arınıp azaptan korunanız, kulluk ve sorumluluk şuuruyla,
haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davrananınız, dinî ve
sosyal görevlerinin bilincinde olanınızdır. Allah her şeyi bilir, gizli-açık
her şeyden haberdardır."
Ey
İnsanlar! Görünürdeki organları kesilmiş bir Habeşli bile başınıza getirilse,
size Allah'ın kitabındaki hükümleri uyguladığı sürece, dinleyin ve itaat edin.
İyice tebliğ edebildim
mi? Allah'ım, Sen de şahit ol!
Burada
bulunanlar, sözlerimi bulunmayanlara iletsinler.
Ey
İnsanlar! İyi dinleyin! Bütün peygamberlerin daveti geçmişte kalmış, görevleri
sona ermiştir. Yalnızca benim davetim ve görevim devam etmektedir. Ben
insanların ihtiyacı sebebiyle Rabbimin katında davetimi, görevimi kıyamet
gününe kadar muhafaza ettim. Ben önceki ümmetlere karşı sizin çokluğunuzla
övüneceğim. Beni mahcup etmeyin, yüzümü kara çıkarmayın.
İyi
dinleyin, bir kısım insanlar için elimden bir şey gelmezken bir kısmını kurtaracağım.
Ya Rabbi ashabım, diyeceğim. Bana, ‘Senden sonra din adına neler icat ettiklerini
bilmiyorsun', buyuracak. Ben cennetteki havuz başında sizi bekleyen öncünüzüm.
Ey
İnsanlar! Allah, her hak sahibinin hakkını, her varisin, mirastaki payını
belirlemiştir. Varise vasiyet yapılamaz. Vasiyet terekenin üçte birini de
geçemez. Çocuk meşru eşe aittir. Zina edenin hak sahipliği söz konusu değildir.
Hamisinin, amirinin, ortağının, işvereninin, efendisinin sağladığı imkânlara
nankörce davranan, Allah'ın Muhammed'e indirdiği Kur'ân'ı inkâr ediyor
demektir. Babasından başkasına mensubiyet öne süren veya efendisinden
başkasını veli edinen, Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine
uğrasın. Böylesinin ne azabı geri çevrilir, ne ceza yerine fidye alınır.
Ey
İnsanlar! Dinde aşırılıktan sakının. Sizden öncekileri kesinlikle dinde
aşırılıkları helak etmiştir. Hacdaki amelleri, davranışları benden öğrenin.
Bu seneden sonra bir daha haccedip edemeyeceğimi bilemiyorum. Bu öğütlerimi
burada bulunanlar bulunmayanlara ulaştırsın. Öğütlerimin ulaştırıldığı bazı
kimseler burada dinleyenlerden daha iyi anlayarak, daha iyi muhafaza
edebilirler, nice kimseler uygulayarak daha mutlu olabilirler.
Ey
İnsanlar! Allah sözlerimi işitip de belleyene, rahmetini merhametini ihsan etsin.
Allah yüzünü ağartsın. Mana yüklü sözlerimi anlamadan ezberleyen birçok insan
var. Derin manalar içeren sözlerimi bilen birçok insan, kendisinden daha yüksek
anlayış sahiplerine bu sözlerimi ulaştırsın. Üç vasfa, üç davranışa sahip
olan;
-Samimiyetle
Allah rızası için dinî görevlerini yerine getiren,
-Müslüman
idarecilere samimi davranan ve itaat eden,
-İslam
toplumunun birliğini ve bütünlüğünü koruyan müminlerin İslam'a hıyanet
etmeyeceğini, kalplerinden İslam'ı atmayacağını bilin.
Bütün
müminler gelecek nesilleri, İslam ile şereflenmemiş insanları İslam'a davet
ederek İslam'ı tebliğ ve davet görevini yerine getirmelidirler.
Benim
dışımda benden sonra peygamber görevlendirilmeyecektir. Sizin dışınızda ümmet
de olmayacaktır. Rabbinizi ilah tanıyın, candan Müslümanlar olarak Rabbinize
teslim olun, saygıyla Rabbinize kulluk ve ibadet edin. Rabbinizin şeriatına
boyun eğin, adabına, erkânına riayet ederek beş vakit namazı aksatmadan aşikare
kılın. Vicdanı, serveti, sosyal bünyeyi arındıran, berekete vesile olan zekâtı
verin. Ramazan orucunu tutun. Yöneticilerinize itaat edin ki Rabbinizin
cennetine girersiniz.
Ey
İnsanlar! Yarın Beni size soracaklar. Ne dersiniz? Peygamberlik görevimi yerine
getirdim mi? Vazifemi yaptım mı?
-Şahit
ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi, şahit ol ya Rabbi...
Size selam ve selamet
diliyorum, Allah'ın rahmet ve bereket ihsanını niyaz ediyorum.
“(Resûlüm!) De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin ve
günahlarınızı bağışlasın. Allah son derece bağışlayıcı ve esirgeyicidir.”
Al-i İmran 31
“Allah ve Resûlü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek
ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve
Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” Ahzab 36
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder