Hayvanlara
konuşabilme yetisi verilmiş olsaydı insanlara söyleyecekleri ilk söz; bizim
gibi bir yaratık olduğunuzu, neden yaratıldığınızı, yaratıcının aciz ve zayıf bir
kulu olduğunuzu bildiğiniz halde; “ne
konuşuyorsunuz ulan” derlerdi.
Gerek yazılı gerekse görsel medyada insanların
önüne çıkarak ahkâm kesenlerin Allah’ın iradesini yok sayarcasına getirdiği
fikirler, ürettikleri kuramlar, stratejiler ve çözüm önerileri öylesine absürt
ki, sanki pratik bir dünyada değil düşsel bir alemde yaşanıldığını ortaya
koymaktadırlar.
Ya Allah’ın iradesini dolaylı olarak baz alıp
da beşerin iradesini öne çıkarmak suretiyle hurafe ve biatlerle fetva verenlere
ne demeli!
Yeryüzü ve gökyüzünde meydana gelen her olay,
Allah’ın iradesiyle gerçekleştiği apaçık ortada ise, başka bir iradenin
sorunları giderici iradesi ancak masaldır, efsanedir! Böylece çocukların menkıbelerle uyutulması misali
insanlar öyle aldatılmaktadırlar ki, çocukların uykularını alınca uyandıkları
gibi uyanamamaktadırlar.
Dünyadaki sorunları üretenin beşer olduğu
düşüncesine itibar edilmesi akabinde çarenin beşerde olduğu inancının nasıl trajikomik
bir paradoks olduğu aşikârdır. Oysa karşılaşılan sorunlar, o sorunları ortaya
çıkaran İrade’nin vahyettiği hükümler ile çözüme ulaştırılır.
Ancak yaratık insanın aşağılık kompleksinden ötürü
yaratıcısına danışmak yerine nefsine boyun eğmek suretiyle baş edemediği sorunları
çözmeye kalkışması, daha beter olmaktan kurtulamamasına neden olmaktadır.
Ulan; birinizde ALLAH deyin; ALLAH’ın yardımı
olmaksızın çare üretilemez deyin; ALLAH’ın İrade’si tüm kulları kuşattığından
çözüm O’ndadır deyin!
Gerek dinlisi gerekse dinsizi; gerek sağcısı
gerekse solcusu; gerek muhafazakârı gerekse seküler-laik’.çisinin bakış açıları
aşağı-yukarı aynı olup, Allahsız bir siyasete ve çözüme odaklıdırlar. Çünkü ahireti
ya inkâr etmekte ya da şüphe içindedirler. Allah’a iman ahirete imanla
orantılıdır.
Aşağılık
komplekslerinden inandıkları yaratıcı ALLAH’ı satanlar, şeytandan binbir
beterdirler!
Nefis öyle bir zehirdir ki,
inanılan ALLAH’a iman ettirmez bir küfürdür; münafıklıktır! Bu sebeple
nefisleri galebe çalmış politikacılar, yazarlar, bilim adamları, düşünürler, stratejisiler
ve ekranların karşısına çıkan diğer konuşmacılar, çözüm için indirilen ayetleri
beğenmeyen; Allah’ı takmayarak anmayan; Allah iradesini yok sayan; Allah’ın adını
ağızlarına almaktan utanan; alay edercesine kendilerini öne çıkaran; izzeti,
gücü ve şerefi Allah’ta değil de beşerde arayan; Allah’tan daha bilgili ve
vasıflı olduklarını sanan; ayetleri eğip bükmek suretiyle yorumlayan olmalarından
ne konuşmaları ne de tartışmaları dinlenerek münafık olunmamalıdır.
Nasıl ki anan, baban, eşin,
çocukların ve yakınlarının aleyhinde konuşulduğunda tahammül edilemeyip uzaklaşılarak
tepki veriliyorsa, ALLAH ve Resulü için de reaksiyon gösterilmeli hatta daha
şedit bir reflekste bulunularak onlarla birlikte olunmamalıdır.
Kabul edilmiş yanlışın kazanılmış bir
küfür olduğu ilkesiyle; yanlışı, yanlışla çözülebilme düşüncesi, yanlışı düzeltebilme
olasılığını imkânsız kılmaktadır. Güzel konuşmaları, teknik bilgileri, mantık
metotları, ilimsel donanımları, nefsanî üslupları, çıkar odaklı gözlemleri,
bilgelikleri, şöhretleri gibi argümanları asla yanıltmamalıdır; çünkü hiçbiri şeytandan
daha üstün bir bilgiye ve meziyete sahip olmadıklarından ancak onun sözcülüğünü
yapmaktadırlar.
Dolayısıyla Allah’ın egemen olduğu bir
dünyada yaratılanın olumsuzlukları giderebilmesi mümkün değildir. Çünkü ne
yaratmayı ne gaybı ne saklananları ne de olacakları engelleyebilecek kudretleri
bulunmadığından ve iddia ettikleri beşeri bir iradeye sahip olamadıklarından
yaptıkları manipülasyondur; seyirci kalınıp aklı karıştıracak fırsat
tanınmamalıdır.
“O (Allah), Kitap'ta size şöyle indirmiştir ki: Allah'ın âyetlerinin
inkâr edildiğini yahut onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, onlar bundan
başka bir söze dalıncaya (konuya geçinceye) kadar kâfirlerle beraber oturmayın; yoksa siz de onlar gibi olursunuz.
Elbette Allah, münafıkları ve kâfirleri cehennemde bir araya getirecektir.” Nisa 140
“Allah, tek olarak anıldığı zaman, ahirete inanmayanların içlerine
sıkıntı basar. Ama Allah'tan başkası anıldığı zaman hemen yüzleri güler.” Zümer 45
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder