Demokrasi
gerekçesiyle teröristi içselleştiren bir meclise “milletin meclisi” nazarıyla
bakabilmek mümkün değildir.
Allah’a iman yerine beşeri üstün kılmaya çalışan seküler-laik bir
meclisin teröristi kucaklaması fıtratının kaçınılmaz bir gereği olduğundan TBMM,
terörün, haksızlık ve adaletsizliğin odağı halindedir.
Halkını
katleden, meydan okuyan, bayrağını çiğneyen, bölmeye kalkışan, varlığını tanınmayan,
fitneleriyle milleti birbirine kıydıran, kundaktaki bebek dahil insanları acımadan
tepeleyen, mal ve can güvenliğini ortadan kaldıran, kalleşlik ve kahpelikle
masumiyeti öldüren, devleti paçavraya çevirmeye kalkışan PKK gibi bir vahşinin
HDP adıyla mecliste meşrulaştırılması, o meclisin topyekun terörist olduğuna işarettir.
Çocuğun biri, arkadaşıyla oynadığı oyuna kızması üzerine
demiş ki, “Anam senin ananı kerhanede görmüş.” O’da cevaben; “Peki senin ananın orada ne işi vardı” diye sormuş.
Dolayısıyla HDP’nin bırakın mecliste bulunmasını, varlığı
bile mümkün olmaması gerekirken devlet ve siyasetle öyle çiftetelli
oynamaktadır ki, bedeli meclisle kanıtlanmaktadır.
HDP’nin TBMM’deki varlıkları apaçık bir yenilgi ve tarifi imkânsız
bir utançtır; lanettir! Hangi parti ve vekillerin onlarla aynı çatı altında
bulunmayı sindirebilmeleri, kendilerinden hiçbir farkları olmadığını ortaya
koymaktadır.
Hem PKK ile mücadele adına dağları gidip bombalayacak, şehitlere
gözyaşı döküp nutuklar atacak, intikam yeminleri edecek ve terörün kökten bitirileceğini
vazedeceksin; hem de HDP’yi meşrulaştırarak devletin tüm imkânlarından yararlandırmak
suretiyle söz sahibi kestirip millete karşı tehdit olmaya devam ettireceksin.
Neymiş efendim; halkın % 10’u HDP’liymiş; demokrasi adına
yasaklamak birlik ve beraberliği bozarmış, düşünce ve fikir özgürlüğüne darbe
vururmuş, kaosa ve infiale sebep olurmuş.
Demek ki terörü teşvik eden devlettir!
Dolayısıyla nefsi çıkarlarının adaletten üstün tutan bir
anlayış, alçalmışlığa mahkûmdur!
Oysa amaç devlet ve milletin bekası ise, başkaca bir sebep
mevzubahis olabilir mi? Sayıları değil 6 milyon, 50 milyon olsa dahi yanlış
asla meşrulaştırılmamalıydı. Çünkü kabul edilmiş bir yanlışlık, kazanılmış bir
zehirdir.
Acımasız
teröristlerin hüküm sürdüğü TBMM’nin milletin, hakkın, adaletin ve vicdanın bir
meclisi olamayacağı hakikatinden dolayı daha fazla bir söze ihtiyaç duymuyor; seçimlerde kazananın sadece terörist HDP
olduğu ve kalanın zillet içinde kaybettiğini ifade ediyorum.
Ancak yaratıcı ALLAH’I
tanımayan seküler-laik meclisin HDP’yi tanımış olması normal değil midir?
“Allah size,
mutlaka emanetleri ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz
zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Allah size ne kadar güzel öğütler veriyor!
Şüphesiz Allah her şeyi işitici, her şeyi görücüdür.” Nisa
58
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder