Çünkü
yarattıklarının çok ötesindeki eşsiz bir ALLAH’tır.
Dolayısıyla
seversen yaradanı ancak ALLAH olduğu için sev ki, şeytan başta olmak üzere
hiçbir kimse olası bir aşk ve tazimine vesvese katamasın.
Ne
var ki, seküler-laik düşünce düzeyinde insan ilişkileri ve sevgisi ateist bazlı
hümanizmle örtüştürülmüş; böylece nefsaniyeti tanrılık seviyesine yükselten bir
manipülasyonla Allah’ın insan sevgisi ve üzerindeki kulluk etkisi yok sayılmaya
çalışılmıştır.
Oysa
hümanizm her ne kadar insanlar üzerinde “insan sevgisi, barış, kardeşlik” gibi olumlu
mesajlar çağrıştırsa da asıl hedefi Allah’a ve dinlerine savaştır. Şeytanın
insanlar adına kaygısı ne ise, hümanist düşüncenin de odur!
‘İnsanlık’
kavramını Allah’a karşı isyan ve inkâr üzerine işleyen hümanizm, en iyi değerlerin, karakterlerin ve davranışların
ilahi otoritede yani Allah’ta değil de nefiste olduğuna inanan öyle bir düşünce
sistemidir ki, kâinatın yaratıcı Allah tarafından yaratılmadığını ve sonsuzdan
beri var olduğunu; insanın maddeden ibaret ve ruhunun bulunmadığını; insanın
fıtratı doğrultusunda yaratılıştan gelen özellikleri olmadığını; Allah’ın
kâinat ve insan üzerinde hiçbir hâkimiyetinin bulunmadığını; insanın benlik ve
özgürlük kazanabilmesi için Allah inancının terk etmesini ve Allah’tan
indirilen vahye inanmamasını savunur.
Hümanizm tüm gerçekliğin bizzat doğanın kendisi olduğunu;
kâinatın temel materyalinin de ruh değil madde enerji olduğuna inanır.
Düşüncesine göre Allah gerçek değildir ve insanlar ölümsüz ruhlara sahip
değillerdir; dolayısıyla kâinatın sonsuz bir yaratıcısı yoktur. Yaratıcı
Allah’ı, Mutlak İrade’yi ve vahyi reddeden hümanizm öyle berbat bir düşüncedir
ki, şeytanın Allah’ı inkâr etmemesi baz alındığında, sapkınlıktaki şeditliği de
kanıtlanmaktadır.
Hedefi Allah’a imanı ve dinlerini yeryüzünden tamamen
kaldırmak; aile hayatı ve evlilik kurumunu da feshedip çocuklar için komünal bir
eğitim sistemini kurmak olan hümanizmin insani değerlere nasıl amansız bir
düşman olduğu aşikârdır ama nefsi yücelten argümanlarından dolayı kabul görür.
Allah’ın esas aldığı insan kavramına ve sevgisine tamamen
karşı olan hümanizmin etkisi altında kalabilen özellikle İslam kimlikli
politikacılar, içinde bulundukları seküler-laik çarkta öyle yontulup tükenmişlerdir
ki, hem Allah’a inanır hem de hümanizmi savunmaktan geri kalmazlar. Böylece
topluma yaptıkları çelişkili mesajları ve öğretileriyle akılları karıştırmak
suretiyle iğfalde sınır tanımazlar.
Ancak yaratıcı Allah ve Resulüne iman ederek indirdiği
hükümlere kayıtsız-şartsız itaat etmek suretiyle nefsi doğrultusunda herhangi
bir tercihte bulunmayanlar sevilmeye, dost edinilmeye ve kardeş yapılmaya hak
kazanır. Geri kalan Allah’ın hükmüne göre düşmandır; ne sevilmeye ne de tevbe
etmeden affedilmeye müstahaktırlar.
Allah’a karşı duyulması
gereken aşk ve tazimi ruhunda hissetmeyenin bedeni sevgileri tamamen hümanist
bir hezeyandır. Demokratik düşünce de
apaçık bir kanıttır!
Demokrasi şeytanın öyle şaaşalı bir
silahıdır ki, kötüyü yani suçu, terörü ve isyanı meşrulaştıran bir fitnedir.
ALLAH’ın indirdiği anayasaya karşı çıkan, insan yerine konulup söz sahibi
yapılmakta; dolayısıyla hak yani iyi olan her şey mundarlaştırıldığından adaletin
tesisi mümkün olamaz.
Hümanizmin siyasi terminolojisi demokraside “insan için her şey, yine insan için
yapılmaktadır” hileli felsefesi, dinli-dinsiz her düşünce düzeyini öyle
etkiliyor ki, insan, doğrudan ya da dolaylı olarak tanrılaştırılıyor.
Şeytan da misyonu gereği tüm gayret ve enerjisini
nefisleri mutlu edebilmek için harcamıyor mu; bitmez tükenmez arzu ve
ihtirasların sınırsız taleplerini yerine getirebilmek adına durmaksızın
hizmette bulunmuyor mu?
Müslüman bilmelidir ki, ‘ bana göre’ diyerek kavramları
manipüle eden İslam kimliği taşıyanlar öyle zehirdirler ki, hümanizm güdümlü demokrat
olan her düşünce ve yapı, Allah’ı yeryüzünden ve yönetimden dışlayarak insanı
yerine geçirmektir.
Ayrıca idarecinin
yani iktidarın seçimiyle ilgili yapılan oylamalar demokrasi değil cumhuriyet bir
devlet biçimidir. Dolayısıyla ‘halk yönetimi’ olan cumhuriyet biçimi İslami’dir
ama demokrasi yönetimi gayri-İslami’dir! Hatta aleni bir şirktir!
“Siz ne yeryüzünde ne de gökte (Allah'ı) aciz bırakamazsınız.
Allah'tan başka bir dost ve yardımcı da bulamazsınız.” Ankebut 22
“Bunlar yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl
olduğunu görmediler mi? Hâlbuki onlar, bunlardan daha güçlü idiler. Ne göklerde
ne de yerde Allah'ı aciz bırakacak bir güç vardır. O, bilendir,
güçlüdür.” Fatır 44
“(Hesapları görülüp) iş bitirilince, şeytan diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vadetti, ben de size vadettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu. Ben, sadece sizi çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı reddettim." Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.” İbrahim 22
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder