Yasa dışı örgüt lideri Aziz Yıldırım’ın
tahliyesi sırasında Cübbeli Ahmet Hoca’nın “Beni
Unutma Başkan” sözleri; Hz. Yusuf Peygamberin zindanda yatarken Kral’ın
adamı olan zindan arkadaşının tahliye edileceği ile ilgili rüyasının müjdesi
üzerine Hz. Yusuf’un; “Beni efendinin yanında an” demesini hatırlattı.
Allah, Peygamber olan Hz. Yusuf’u imtihan
etmek suretiyle kendisine değil de Kral olan bir kulundan medet ummasının
cezasını, birkaç sene daha zindanda bıraktırmasıyla ödetmişti. Bakalım, Cübbeli
birkaç yıl daha hapiste kalarak Allah’ın hidayete erdirdiği kulları arasına mı
girecek yoksa dostu Aziz Yıldırım gibi bir azgının yolunu mu izleyecek?
“Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni efendinin
yanında an. Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu. Dolayısıyla birkaç
sene daha zindanda kaldı.” Yusuf 42
Demek ki, Peygamberde olunsa nefis ağır
basabilmekte, Allah’ın sebatkâr kılmayıp yardım ve desteği bulunmayan kimselere
hiçbir gücün faydası olamamaktadır. İşte inandıkları halde bir türlü iman
edemeyen ister âlim ister cahil olsun sözde müminlerin durumu fevkalade vahim
olup, etiketsel ilmin ve şöhretin değil, iman ve sabrın önemi Allah nezdinde
değer taşımaktadır.
Nefsi azdıran ve Allah’tan uzaklaştıran binlerce
fitne ve hilenin galebe çaldığı bir dünya da; acaba itikâf misali tutukluluk mu
yoksa hak yolunda adaletle şahitlik edilemeyen bir serbestlik mi daha
hayırlıdır?
Hz. Yusuf, kendisine kurulan tuzak ve
hileler karşısında; “Rabbim! Bana zindan, bunların benden istediklerinden daha
iyidir! Eğer onların hilelerini benden çevirmezsen, onlara meyleder ve
cahillerden olurum.” Yusuf 33
Bu ayet, insanoğlunu uyaran öylesine bir
mesajdır ki, aşk ve tazimle bağlanıp hata ve yanlıştan münezzeh görülen dini ve
siyasi liderlerin her türlü kötülüğe meyledebileceklerini ortaya koymakta,
dolayısıyla dokunulmaz veya sorgulanamaz sanılan ilim ya da siyasi erbaplarının
nefislerine yenilebilecekleri açıklamaktadır.
Asıl
cehalet ve asilik odur ki, bildiği ile amel etmeyen ve Allah’ın açık ve seçik
ayetlerine yorumlar katarak kendi istek ve düşüncelerine göre din
kuranlardır.
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)’in
dahi Allah tarafından sebatkâr kılınmaması halinde azgınlara meyledebileceği buyrulmuştur.
“Eğer seni sebatkâr kılmasaydık, gerçekten, nerdeyse onlara birazcık
meyledecektin.” İsra 74
Bu sebeple kişinin ilminden ziyade nefisine
karşı sebatkâr kılınıp kılınmadığı; Allah’a mı yoksa beşeri güçlere mi dayanıp
sığındığı, korku ve güven hissettiği, yardım ve destek göreceği davranışlarından
kanıtlanmaktadır.
Cennette yaşayan şeytan nasıl Allah’ın bir
bilgisine göre saptırılıp emre karşı getirtilerek lanetlenmiş ise; veli,
evliya, efendi, şeyh, kurtarıcı, hoca, lider veya önder gibi arşa yükseltilen
kimselerin iradeleri dâhilinde herhangi bir güçleri bulunmamaktadır.
Dolayısıyla bunlara karşı duyulan bağlılık, itaat ve güven; gizli bir şirktir.
Farkında olunmadan sınırlar aşılıp, bir müddet sonra Allah’a ortak koşarcasına
tazime yönelinmesi, lider veya eğiticileri kurtarıcı tanrısallığa ulaştırmakta,
ruhsal olan Allah’a fiziki aracılar ortak koşularak şeytanın adımları takip
edilmektedir.
Küfrün merkezindeki Fetullah Gülen adlı
hoca misali inkâr ile iman arasında gidip gelen âlimlerin düşünce ve
eylemlerini Kur’an’la karşılaştırıp cemaat üyelerine ayetlerle ispatladığım
zaman, “biz bilmeyiz, hoca efendi ne
dediyse ve ne yaptıysa doğrudur” yanıtları, sözde Kur’an’a iman etmiş Müslümanların
nasıl yoldan çıktıklarını açığa kavuşturmaktadır. Demek
ki, Kur’an’ı Kerim itaat edilmek için değil, herkesin arzusuna göre
değiştirilmesi için gönderilmiş!
Hz. Yusuf (a.s)’ın “Beni efendinin yanında
an” ifadesi dahi cezaya çarptırılmasına neden olabilmiş ise, düşünün ümmetin
halini! Ne kadar çabalansa da Allah’ın dilediği zaman- mekân ve şartlarda menfi
yahut müspet sonuçlara ulaşılır. Tıpkı ecel misali ne bir saat ileri ne de geri
bir sonuç alınamaz. Hakkında yazılan kaderin dışına çıkılması mümkün değildir.
İnsan yaratılmış bir kul, Allah ise Yaratıcı bir ilahtır!
“De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım.
Bana ilahınızın bir tek İlah olduğu vahy olunuyor. Artık O'na yönelin, O'ndan
mağfiret dileyin. Ortak koşanların vay haline!” Fussilet 6
“De ki: Doğrusu ben size ne zarar verme ne
de fayda sağlama gücüne sahibim.” Cin 21
Peygamberlerin dahi fayda veya zarar verme
güçleri yok iken; cemaat liderlerinden, siyasetçilerden, zenginlerden yahut
Aziz Yıldırım gibi kendini Kaf dağında sanan hilekâr çapulculardan fayda yahut
zarar umabilenler sapık değil de nedirler? Hele de kendilerini kurtarıcı,
yardım edici ve hidayet vericiler olarak insanları etraflarında toplayıp da
insanların da itibar etmelerinden daha etkili sapkınlık ne olabilir?
“(Resulüm!)
Sen sevdiğini hidayete erdiremezsin;
bilakis, Allah dilediğine hidayet verir ve hidayete girecek olanları en iyi O
bilir.” Kasas 56
“De ki: Ortak koştuklarınızdan hakka
iletecek olan var mı? De ki: "Hakka Allah iletir." Öyle ise hakka
ileten mi uyulmaya daha layıktır; yoksa hidayet verilmedikçe kendi kendine
doğru yolu bulamayan mı? Size ne oluyor? Nasıl hükmediyorsunuz?” Yunus 35
Özellikle Fetullah Gülen’in ya da diğer cemaat
liderlerinin hidayet dağıttığını ve dünyada birçok gayrimüslimi imana
getirdiğini iddia eden cahiller!
“(Resulüm!)
Sen, onların hidayete ermelerine çok
düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi hidayete erdirmez.
Onların yardımcıları da yoktur.” Nahl 37
Evet, yaklaşık
7 aydır aynı kafesi paylaşan Cübbeli ile Aziz Yıldırım’ın birbirlerine ne
verdikleri, tövbe edip etmedikleri, azgın Yıldırım’ın iflah olup olmadığı söz
ve davranışlarıyla ispatlanmıştır. Çeteyle işbirliği suçundan yargılanan
Cübbelinin en azılı çete lideri Aziz Yıldırım ile olan ilişkisi suç değil
midir? Cübbelinin Yıldırım’ın tahliyesi ile ilgili gözyaşları ve unutulmaması
için talebi, hiçbir şeyin değişmediğini ortaya koymakta; Cübbelinin Aziz
Yıldırım gibi bir azgının duacısı olmaktan öte hiçbir fayda temin edemediği
anlaşılmaktadır.
“Şeytanlar, elbiselerden
faydalanırlar Onun
için, biriniz elbisesini çıkardığı zaman, onu katlasın Çünkü
şeytan, katlanmış elbiseyi giyemez” Hz. Muhammed (S.A.V)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder