Her ne kadar Kur’an ile birilikte söz bitmiş ise de, şeytanın güdümünde olan seküler-laik odaklı dünyaya okkalı yanıtı Macaristan’daki “iki kuyruklu köpek partisi” vermiş; dâhili tüm partilere tanınan seçim konuşmasına bir tavuk kostümüyle televizyona çıkarak, kendisine sorulan sorulara tek kelime etmeden, sadece "gıdaklayarak" mesajını iletmiştir.
Aslında "Gıdaklayan
Seçim konuşması" yalnızca
Macaristan'a mahsus değil seküler-laik dünyadaki partilerin tamamını
kapsamakta; dolayısıyla kamuoyunun dikkatini çekmesi açısından fevkalade bir
ipucu vermektedir.
Vahiy dışı söz ve düşüncelerin toplumları Allah’tan
uzaklaştırabilmek için din, bilim ve siyaseti farklı kuvvetlermiş gibi tel
örgülerle ayırıp; “Allah ya yoktur ya da
gökyüzüne yerleşip yeryüzünün idaresi insanların iradesindedir” anlayışlarının
itibar bulması, yeryüzü-gökyüzü tanrılarını doğurarak riyakârsı bir inanç ve
düzen karmaşasına neden olmuştur.
Oysa her şey, yaratıcı Allah’ın mutlak iradesi
doğrultusunda üremekte, biçimlenmekte, düşünce ve eyleme dönüşmektedir.
İlahiyatçıların dahi rasyonalizm felsefesinin etkisinde
kalarak seküleristleri meşrulaştıran dini yorumları toplumları ikileme sevk
etmiş, gerçek ya bilinçli yahut bilinçsiz bir saptırmayla eğilip bükülerek
temel yapı yani Kur’an, diğer bir ifadeyle Allah’ın sözleri tahrip edilmeye
çalışılmış ve had aşılarak üstüne çıkılmıştır.
Öyle riyakârsı ve münafıksı bir paradoks meşrulaştırılmış
ki, kuvvetler ayrılığı bahanesiyle Allah ile insanın sınırları çizilmiş ve
alansal müdahaleler savaş nedeni sayılarak, kıyasıya mücadele edilmiştir. Çağlar
boyu süregelen çatışmalar ve bölünmeler dinsel zeminde baş göstermiş, Allah ile
insanın egemenlik haklarından ötürü milyonlarca canlıya göz açtırılmayarak
ölüme sürüklenmiştir.
Bir tarafta Allah’ın
sözünü reddeden seküler-laik zeminli insan; diğer tarafta yaratıcı olma
hasebiyle sadece sözüne uyulmasını emreden ALLAH!
Kur’an, hak ve adaleti gözeten siyasetçiyi;
seküler-laik düşünce ise nefsi himaye eden politikacıyı üretir!
"Bir
adam politikacı olur olmaz onun dalavere yapması için her şey hazırlanmıştır.
Politikacı derisini değiştiren bir yılana benzer. O halkın temsilcisi olmadan
önce siyasal güce karşı koymaya daima hazır birisiydi. Şimdi ise güç kendi
eline geçince bütün sorunları kendi çıkarı doğrultusunda görür ve
değerlendirir."
Alain
Devletler
kanunla değil, ahlakla yönetilir. Ahlakında odağı Kur’an yani Allah’ın sözleridir.
Kanunla ahlakı farklı ele alanlar, her ikisini de asla anlayamadıklarından
politika türemiş, böylece politikacıların içerisindeki halk ruhu; hırsızların,
sokak serserilerinin, teröristlerin, iki kuyruklu köpeklerin, tavukların ve
bilumum hayvanların ruhundan fazla olmayıp, amaçları her zaman kendi özel
avantajlarını arttırmak ve bunun içinde ellerindeki fırsatları ve güçleri
kullanmaktır.
Bir
fahişenin ahlaki çökertmesi ya da bir dolandırıcının güveni baltalaması ne ise,
bir politikacının siyaseti yozlaştırması yahut seküler-laik partilerin halkı
kandırması da odur! Dolayısıyla politika, fahişelikten ve dolandırıcılıktan çok
daha kötüdür. Bu sebeple sokak dolandırıcıları, seküler-laik politikacıların
yanında masumdurlar.
Macaristan’daki
“iki kuyruklu köpek partisi” gibi
seküler-laik düşünce düzeyindeki tüm partiler öyle dolandırıcı, aldatıcı,
abartıcı ve manipülasyonlarda sınır tanımamaktadırlar ki, namları ve programları
farklı olsalar da özleri aynıdır. Dolayısıyla hınzırlık ve zekiliklerini askeri
oldukları şeytandan almakta ancak peşlerine düşen toplumlar kendilerini
kurtarıcı sanabilmektedirler.
“Rabbinin sözü, doğruluk ve adalet bakımından tamamlanmıştır. O'nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur. O işitendir, bilendir.” En’am 115
“Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” A’raf 179
"Göklerin ve yerin hükümranlığına, Allah'ın yarattığı her şeye ve ecellerinin yaklaşmış olabileceğine bakmadılar mı? O halde Kur'an'dan sonra hangi söze inanacaklar?" A'raf 185
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder