Çoğu
kimse gururun ne olduğunu bilmeden öyle övünür ki, gurur taşımayanları
erdemsizlik, pespayelik hatta şerefsizlikle aşağılarlar.
Oysa
ebedi olarak lanetlenmiş şeytan da gururunda dolayı böylesi bir müeyyideye
çarptırılmıştı. Dolayısıyla gurur taşıyan her insan, insani bir şeytandır!
Gurur bir kibirdir, büyüklenmedir ve
egoistliktir.
Beşeri
hiçbir kimseyle kıyas kabul edilmediği gibi yaratıcıdan dahi üstün olunabildiği
kanısının hissedilmesi ya da rejim veya yönetimle ifa edilmesinin nasıl bir
psikolojik hastalık olduğu düşünce ve davranışlarla aşikârdır.
Gurur, kişinin kendisi veya bağlı
olduğu ülkenin, ırkının, partinin, cemaatin yahut bir grubun varlığı, geçmişi
veya başarıları ile övünmesi ve haz alabilmesiyle kulluğu reddediştir. Böylesi
bir reddedişi doğrudan ya da dolaylı biçimde ortaya koyan gurur, Allah hâkimiyeti
yerine kendisi yahut bir başka tutkusunu öne çıkaran isyan yani başkaldırıdır.
Kendini ve bağı olan beşeri her
şeyi üstün gören ve başka hiçbir şeyi önemsememecesine egemenlik güden gurur öyle
bir benliktir ki; şeytanlığın yani kötülüğün, vicdansızlığın, insansızlığın,
merhametsizliğin, eşitsizliğin, paylaşılmazlığın, haksızlık ve adaletsizliğin
ta kendisidir.
Oysa yaratılmış bir mahlûk olan
insanın gurur duyabileceği hiçbir şeyi yoktur. Kendini kendisi var etmeyip ecelini
yaratamadığı gibi yaşamının hiçbir sürecini de yazgılayamayıp ne ileri ne de
geri koyabilmektedir. Zaten yaratıcısı tarafından yazılmış kaderi, malik olduğu
düşüncesini boşa çıkartmaktadır. Sahip olduğunu sandığı şeyler, kendisine verilmiş
bir emanet, lütuf ve ihsandır. Çünkü ölümü başka hiçbir kanıta ihtiyaç bırakmayan
bir olgudur.
Dilemediği veya istemediği nice
musibet ve kötülükleri elem ve keder içinde sarmalayabilen insanın gururu ancak
bir ütopyadır; dolayısıyla dilediği bir şeyi elde etme başarısı ya da zaferi
olamadığından gururu da mümkün değildir.
Ancak ne zaman ki, ruhuz bir beden yaratılarak Allah’tan
bağımsız yani özgür hale gelinir; işte o zaman gurur duyulabilecek başarı ve
zaferler kazanılabilir!
İnsanı günaha yani şirke götüren
benlik ve gurur öylesine nankörlük ve hainliktir ki, emanet olarak üstlendiği kuvvet ve kıymetleri sahiplenmek
suretiyle yaratıcısına ve özün e kalleşlik yaptığı gibi hilkatteki eşini de aldatmaktadır.
Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ın
olduğu halde gurur güderek kibirlenebilen insanların rakip gütme dürtüleri kıskançlığı,
hasetliği ve akla gelebilecek her türlü insanlık dışı kötülükleri
meşrulaştırmaktadır.
Gurur
sahibi bir insana hiçbir doğru yani gerçek işlemez. Gurur öyle bir kibir,
büyüklenme ve kendini beğenmedir ki, hata ve yanlışları bir hediye babında sunduğunuzda
ya da hakikatleri kanıtladığınızda düşmanca bir tepkiyle karşılaşılır ve
doğrudan dışlanılırsınız. Dolayısıyla gurur, hakikati baltalayan korkunç bir
felakettir ama insanların çoğu bilmeden o felakete sahip olmakla övünç
duyarlar.
Yaratıcı
Allah’tan gelmeyen, kaderde olmayan ve takdir edilmeyen ne vardır ki, yaratılmış
insanın mümkün olmayan bir şeyi mümkün halde getiren bir yaratıcılığıyla övünebileceği
bir gururu olabilsin?
“Öğüt veren
Kur'an'a yemin ederim ki, küfredenler, (iddia ettiklerinin) aksine, bir gurur ve tefrika içindedirler.”
Sâd 1-2
“Bizim ayetlerimizi
yalanlayıp da onlara karşı kibirlenmek isteyenler var ya, işte onlara gök kapıları
açılmayacak ve onlar, deve iğne deliğine girinceye kadar cennete giremeyeceklerdir!
Suçluları işte böyle cezalandırırız!” Araf
40
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder