Haksızlık
karşısında susarak dilsiz şeytan olmak yerine, haçlı-siyonistlerle birlik olup
cihad ehline açtığınız savaşın küfrünü ve Kur’an hükümlerine karşı ihanetsi
politikalarınızı eleştirmek, vahye iman etmiş Müslüman olmamın bir şiarıdır.
Lakin diyeceksiniz ki, “arkadaş,
ben din dışı seküler-laik devletin cumhurbaşkanıyım; haçlı Batı’dan başka
hiçbir dayanağım bulunmamakta; onlara destek vermediğim takdirde ülkemin
menfaatlerini kaybederim; benim için güç ve bağımsızlık ekonomidir, kalkınmadır
yani “para, para, para” dır, gerisi teferruattır; her ne kadar Müslüman ve
İslam’a iman etmiş olsam da batıl düzene uymak ve ittifak kurmak zorundayım;
aksi takdirde beni avlar, yardım ve destek verecek hiçbir güçte bulamam;
onların dostu benim dostum, düşmanları ise düşmanım olmak mecburiyetindedir; şartlara
göre Allah’ın hükümlerini uygulama inisiyatifim vardır; hele siyasette İslami
kurallar değil batıl kurallar geçerlidir; zaten cihad ehli Müslümanları öldürüp
ülkemiz için tehdit ve tehlikedir; gerek peygamber efendimiz gerekse ecdadımın
batıla karşı yaptıkları mücadelelerini, o devrin koşulları gözetilerek ele
alınmalıdır; günümüz küresel dünyasın da ise insanların dinleri, inançları ve
düşünceleri ne olursa olsun kardeştirler; düzen batıl da olsa barışı bozacak
hiçbir direniş meşru değildir; demokrat ve muhafazakâr anlayışım temelinde bir
Müslüman’ım!!!”
ABD’ye
olan kayıtsız bağlılığınız rabbinizin kimliği konusunda şüpheler doğurmuş, gökyüzünde
Allah, yeryüzünde ABD ikilemini ortaya çıkarmıştır. Saddam içinde Türkiye tehdit ve tehlike altında
demiş, böylece ABD’nin Irak’ı işgal etmesinde oynadığınız rol hala
hafızalardadır. Haçlılara katlettirdiğiniz onbinlerce Müslüman, işkenceler
altında eşi görülmemiş zulümler, ırzlarına
geçilerek hamile bırakılan ve kocalarının gözleri önünde tecavüze uğrayan
kadınlar, haçlıların zorla yedirdikleri dışkılarını yiyen ve içen Müslümanlar
ve parçalanmış bir Irak gerçeği unutulmadı.
Yine
Kaddafi mazeretiyle Libyalı onbinlerce Müslüman’ın haçlılarca hunharca katlinde
ve parçalanmasında ABD ve NATO ile ittifak içinde değil miydiniz?
İsrail,
Müslüman kardeşlerine yardım götüren 9 Müslüman Türk’ü katlediyor, siz ise
tazminat adı altında paranın ardına düşerek, şehidlerin şereflerini paraya
tahvil etmeye çalışıyorsunuz. Hani, diyorsunuz ya; IŞİD cihad ehli neden İsrail’e
saldırmıyor? Peki, vatandaşlarınızı katleden İsrail’e karşı neden savaş
açamadınız? Madem para ile katliamlar örtbas edilebiliyor; öyleyse PKK/HDP
teröristleri içinde öldürdükleri her asker, polis ve vatandaş için bir tazminat
miktarı belirleyip savaşmaktan vazgeçebilmeniz mümkün müdür? PKK/HDP'nin şehit ettiği 2 polis için savaş başlatmadınız mı?
İsrail,
sırf dinlerinden dolayı yıllarca katlettiği Müslümanları kıyarken, dostun ABD
ve NATO’yu harekete geçiremiyorsunuz ama sıra Müslümanların katline gelince,
akıl almaz bahanelere sığınarak onlardan daha beter düşman kesiliyorsunuz.
Esed’in
vahşeti Drakula Vlad Tepeş’in zalimliklerini dahi geride bırakmışken, ahkâm kesmekten öte ne yapabildiniz? Esed’i
durdurabildiniz ya da sindirebildiniz mi? Hani nerede o insanlık ve barış
abidesi müttefikleriniz ABD ve NATO?
Her şey ne kadar aleni olsa da,
oluşturduğunuz algı sizi Müslümanların kurtarıcısı ve İslam âleminin önderi,
yiğit savunucusu, haçlı-siyonist güçlere başkaldıran kahramanı yapabilmiştir. Sizde
gülüyorsunuz değil mi?
Hakikaten siz kimsiniz Sayın Erdoğan? Hani
Müslüman olduğunuz iddianızdan ve mürekkep yalamış bulunmanızdan sorum odur ki,
güttüğünüz siyaset, haçlı-siyonistlerle yakın dostluğunuz ve cihad ehline karşı
açtığınız savaşın meşruluğuna kanıt, Kur’an’da bir ayet var mıdır? Yahut Allah
Resul’ünün bir hadisi ya da uygulaması mevcut mudur? Özellikle seçim süreçlerinde
dolaylı olarak hep sizi desteklemiş ama haçlılarla aynı safta yer alarak cihad
ehline açmış olduğunuz savaştan dolayı artık imanımı tehlikeye atabilecek tahammülüm
kalmamıştır. Amansız Müslüman kasabı Bush ne diyor, “Hıristiyan uygarlığı için cihad büyük bir
şerdir.” Sizde bir Müslüman olarak aynı düşüncede olduğunuza göre; aranızdaki
fark nedir? Ki, Çin zulmünün en beterini yaşayan Doğu Türkistanlı Müslümanlar
ziyaretinizle birlikte size güvenip umutla beklerken açıklamanız neydi; “Doğu Türkistan İslami Hareket bir terör örgütüdür.”
Ama siz, türban gibi bir sorunu kaldırarak
hem meclise sokmuş hem de bakan dahi yapabildiniz. Şahsım başta olmak üzere şu Müslümanlar
ne kadarda nankörler! Ha, sigaraya karşı yürüttüğünüz mücadeleyi de unutmamak
gerek. İşte İslam; işte Erdoğan!
Stoalı’lı filozof ve ahlak savunucusu Epictetus’un sözünü
hatırladım da; ”Eğer öküzlerle
domuzlar konuşabilseydi, yemden baksa şey düşünenlerle alay ederlerdi.”
“ Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman,
inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçim hakkı yoktur.
Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” Ahzab 36
”Ey iman edenler! Yahudileri
ve Hıristiyanları dostlar edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostları (müttefikleri) dırlar. İçinizden kim onları dost (müttefik) edinirse
şüphe yok ki, o da onlardandır. Muhakkak ki Allah o zalimleri hidayete, doğru
yola iletmez.” Maide 51
“Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı
olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden
sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir
dost ne de bir yardımcı vardır.” Bakara 120
“Müminleri bırakıp da kâfirleri dost
edinenler, onların yanında izzet (güç ve şeref) mi arıyorlar? Bilsinler ki,
bütün izzet yalnızca Allah’a aittir.” Nisa 139
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder