İslami
Hareketi terörizmle özdeşleştiren Müslüman kimlikler; dolaylı olarak Hz.
Muhammed (s.a.v) başta olmak üzere Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali,
ashap, sahabe ve hakkı batıla karşı galebe çalabilmek için cihad yapmış mücahidleri
teröristlikle suçlamaktadırlar.
Allah’ın indirdiği ve cennete giriş
anahtarı olarak hükmettiği onlarca cihad ayetini terörle yaftalayabilecek kadar
küfürde sınır tanımayan bedhahlar haddi o kadar aşmışlar ki, cihadı insanlığın
ortak düşmanı ilan ederek, cihaddan kaynaklı tehditlere karşı müşriklerle ortak
mücadeleye girişmek suretiyle Allah ve Resulüne savaş açabilmektedirler.
Üstelik barıştan, insaniyetten, haktan,
adaletten, iyilikten bahseder ama batıla, şerre, şeytana, kötüye, zalime karşı
direnenleri, İslam dinine zarar verdikleri ve olumsuz yönde etkiledikleriyle
suçlayarak haçlı-siyonist güçlerle iş tutup ittifak kurmaktan sakınmazlar.
Hani Allah’a, Resulü’ne, Kur’an’a iman
ettiklerini söyleyip namaz kılan ve güya Allah’tan başkasını rab
edinmediğini iddiasıyla şeytana yani batıla karşı olduklarını haykıranlar var
ya; işte onlar, tağut yolunda nefsi için mücadele edenlerle Allah yolunda İslam
adına savaşanları muadil tutarak batıllıklarına meşruiyet kazandırma
manipülasyonuyla Müslümanlar, küfre diz çöktürülmüş ve esaretlerine
sokulmuştur. Yoksa Allah’a iman ederek dayanıp güvenen bir Müslüman’ın batıla
boyun eğebilmesi mümkün müdür?
Gerekçeleri ise; ülkelerin ve rejimlerin egemenlikleri, toprak bütünlüklerini korumak “olmazsa olmaz” mücadele ilkeleriymiş! Bu
sebeple aşırılıklara karşı olduklarını açıklayıp, Allah ve Resulü’nün
hükümlerini inkâr ederek öyle bir benlik ve stratejik çıkar saplantısındadırlar
ki, İslam’ın yani hak ve adaletin hüküm sürebilmesi için insanlığı kötülük ve kula
kul olmaktan kurtaran cihadsı fetihlere düşman kesilirler.
Madem ülkelerin ve rejimlerin egemenliklerine saygı duyarak
batıla razı olmayı İslami buluyorlar; neden Hz. Muhammed (s.a.v), Hz. Ebubekir,
Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, gelmiş geçmiş halifeler, İslam Devletleri ve
Osmanlı, batılı yok edip hakkı egemen kılabilmek için birçok ülkeye fetihler
gerçekleştirip egemenliklere son vermişti? Neden yıllarca süren savaşlarla yüz
binlerce Müslüman’ı şehid vermeyerek ülkelerin ve batıl rejimlerin
egemenliklerine saygı duymamak suretiyle fetihlere kalkıştılar? Bu durumda
Allah Resulü terörist miydi; eşkıya mıydı; insanları katleden bir canavar
mıydı?!!!
Ne var ki, haçlı-siyonist müttefikleri, özellikle Protestan
papazları Peygamber Efendimizi teröristlikle yaftalamamışlar mıydı? Bu sebeple
mi ayetleri inkâr edercesine cihada karşı çıkıp Allah Resulünü hümanist bir
şeytana dönüştürme gayretiyle algıyı değiştirmek istiyorlar? Haydi,
haçlı-siyonist emperyalist güçler için cihad bir şer de, bir Müslüman olarak
sana ne oluyor ki, onlardan daha beter düşman olabiliyorsun?
Yeryüzünde fitne kalmayıncaya kadar ve kulluk sadece Allah’ın
oluncaya kadar emredilen cihadlarla Allah, kendine iman eden Müslümanlara
teröristliği, eşkıyalığı ve barbarlığı hükmettiyse, Allah kimdir?
“Fitne
ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (Batıla) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların
yaptıklarını çok iyi görür.” Enfal 39
Mutlak İrade’ye ve indirdiği hükümlere
kayıtsız-şartsız teslimiyet olan İslam’ın sahibi Allah ve insanlara getiren
Resulüllah İslam’ı bilmiyor da, seküler-laik batıl düzenlere domalmış âlim
müsveddeleri mi biliyor?
Oysa İslam’ın sahibi Allah, birçok ayetinde
Kur’an’a uyulmasını açık ve seçik buyurduğu halde, Kur’an dışındaki
hurafeleriyle ahkâm kesen âlimler kimdir? Bir de öyle fasıklardır ki, yaldızlı
ve duygusal hitaplarla Allah Resulünün söylemediği sözleri iftira atarak, hadis
diye yayıp şeytandan çok daha aşağı bir tavır içindedirler. Ki, şeytan, âlimlerin
en üst mertebesindeydi; Allah’a asla ortak koşmadı ve “ben” demekten öte hiçbir
eylemde bulunmamıştı.
“(Hesapları görülüp) iş
bitirilince, şeytan diyecek ki: "Şüphesiz Allah size gerçek olanı vadetti,
ben de size vadettim ama, size yalancı çıktım. Zaten benim size karşı bir gücüm
yoktu. Ben, sadece sizi çağırdım, siz de benim davetime hemen koştunuz. O halde
beni yermeyin, kendinizi yerin. Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni
kurtarabilirsiniz! Kuşkusuz daha önce ben, beni (Allah'a) ortak koşmanızı
reddettim." Şüphesiz zalimler için elem verici bir azap vardır.” İbrahim 22
“Yalan sözlerle Allah'a
iftira edenden veya O'nun ayetlerini yalanlayandan daha zalim kimdir! Şüphe yok
ki, zalimler kurtuluşa ermezler!” Enam 21
Allah yolunda cihad eden mücahidlere karşı
çıkan, kınayan, karalayan, aleyhlerinde
iftiralar düzen, küfür güçleriyle bir olup savaş açan, sözde iman ettikleri
dinleri İslam’ı dünyalık bir bedel karşılığı satarak ayetleri eğip bükmek
suretiyle gizleyen, hakkın değil batılın lehine saf tutanlara hiçbir Müslüman’ın
asla pervası olmamalıdır. Onlara karşı herhangi bir düşünce ve duyguyla olası
bir sevgi, destek, hoşgörü, dostluk yahut toleransta bulunmak, Allah’ı düşman etmek
olur.
“Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri
ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?” Al-i İmran 142
“Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse (bilsin ki)
Allah, sevdiği ve kendisini seven
müminlere karşı alçak gönüllü, kafirlere karşı onurlu ve zorlu bir toplum
getirecektir. (Bunlar) Allah yolunda
cihad ederler ve hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar (hiçbir kimsenin
kınamasına aldırmazlar). Bu, Allah'ın, dilediğine verdiği lütfudur. Allah'ın
lütfu ve ilmi geniştir.” Maide 54
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder