Yüzyılın hain münafığı Fettulah Gülen’in
şeytan misali dönüşümü, Müslümanlara karşı yapılan 28 Şubat Kemalist darbesiyle
cemaat mensuplarını talimatlandırdığı dehşetsi ültimatomla kanıtlıdır.
Bugün
olduğu gibi “para her şeyi yapar itikadı ve para için göze almayacağı hiçbir
şeyin olmayacağı” akidesiyle Fettulah Gülen ve çetesinin nasıl karanlılar içindeki
bir yeraltı örgütü olduğunu öğrenin ki, ondan sonra yaygaralarındaki
haklılıklarını, imanlarını, hizmetlerini, dürüstlüklerini ve samimiyetlerini
yargılayın!
1-
Evlerde bulunan Risale-i Nur Külliyatları kaldırılacak. Herkes, bu eserleri
sivil olan akrabalarının yanına götürecek.
2-
Evlerden, Hocaefendi’nin kaleme almış olduğu eserler kaldırılacak. Kuran-ı Kerim'den
başka hiçbir dini kitap kalmayacak.
3-
Evlerin giriş kısmına, hatta dış kapı açıldığında görülebilecek yerlere
Atatürk'ün fotoğrafları asılacak. Odalarda, 10. Yıl Nutku ve İstiklal Marşı
duvarlarda olacak.
4-
Evlerde, görünür kısımlarda, Nutuk gibi kitaplar bulunacak.
5-
İşyerine giderken Sabah, Milliyet, Cumhuriyet gibi gazeteler alınıp götürülecek
ve işyerinde herkesin görebileceği yerlere bu gazeteler konacak.
6-
Zaman gazetesi, Aksiyon, Sızıntı gibi dergilere başka isimler altında abone
olunacak. Dergi ve gazete ücretleri yatırılacak. Fakat kesinlikle ev adresi
verilmeyecek. Bu yayınlar
evde
bulunmayacak.
7-
Telefonlar istihbarat birimleri tarafından dinlenildiğinden, telefonlarda
kesinlikle dini konuşmalar yapılmayacak. Selam verilmeyecek. Hatta hayırlı
sabahlar bile denilmeyecek. İyi günler, günaydın türü konuşmalar yapılacak.
8-
Telefonda hizmetler hakkında konuşma yapılmayacak. Hiçbir elemanın ismi
zikredilmeyecek. Adres verilmeyecek. Sohbet yapılacak evler hakkında konuşulmayacak.
9-
Eğer herhangi bir evde buluşma olacak ise telefonlarda kodlu konuşulacak.
Mesela 'Bu akşam maçı nerede seyrediyoruz?', 'Bu akşam bizde okey oynayalım
mı?' 'Gelirken şu isimleri de çağır' gibi.
10-
Cuma namazına üç hafta üst üste gidilmeyebilir. Bu nedenle birimlerde bulunan
elemanlar üç gruba ayrılacak. Her hafta bir grup gizlice Cuma namazına gidecek.
Diğer kalan iki grup birimlerinde kalacak. Birim amirlerinin gözleri önünde bulunarak
dikkat çekilmeyecek. Hatta mümkünse, Cuma namazı vaktinde, Polis Evi'nde birim
amirleri de çağrılarak yemekler tertiplenecek. Kurum içinde bulunan halı
sahalarda yine birim
amirleriyle
maç yapılacak.
11-
Kesinlikle hiçbir vakit namazı işyerinde kılınmayacak. Cem edilecek. Yatsı
namazında evde topluca kılınacak.
12-
Çöp kutularından boş bira kutuları ve içki şişeleri toplanacak. Evdeki çöpler
dışarı konduğunda bu şişe ve kutulardan birkaç tanesi çöpün görünen kısımlarına
konulacak.
13-
İşyerinde kendi cemaatimizden başka bir grubun ya da cemaatin elemanlarının
başı derde girdiğinde kesinlikle yardım edilmeyecek. Hatta görmezlikten
gelinecek.
14-İşyerinde
lehimizde ve aleyhimizde cereyan edilecek tüm konular anında bağlı olunan imama
bildirilecek.
15-
Önceden hanımlarının başları açık olup sonradan kapananlar, eşlerinin başını
açacak. Eşinin başını açan her eleman eşiyle beraber birim amirlerinin
görebileceği yerlere gidecek. Mesela; polis evine yemeğe veya bayramda
bayramlaşmaya.
16-
Önceden hanımlarının başları kapalı olsa dahi önemli yerlerde çalışanlar
mutlaka eşlerinin başını açacak.
17-
Akademi, kolej ve polis okulu öğrencileri hafta sonunda dershanelere gönderilmeyecek.
(Dershaneden kasıt cemaatin evleri veya kendilerine ait dershaneler olsa
gerek.)
18-
Tüm öğrencilerle pastane ve lokal gibi yerlerde buluşulacak.
19-
Tüm akademi, kolej ve polis okulu öğrencileri mutlaka bilgisayar kursuna
gidecek.
20-
Kurban bayramlarında hiçbir eleman kurban kesmeyecek. Deri toplama işine
girmeyecek. Fakat tam bir kurban parası imama verilecek ve bu para hizmete
aktarılacak. Hizmetten bu elemanlara sadece bir but gönderilecek. Böylece deri
toplama
işi olmayacak. Herkes kurban kesmiş olacak. Çevreye
de
kurban kesmedik denecek.
21-
İşyerinde ve çevrede lâiklik ve Atatürkçülüğü öven konuşmalara iştirak
edilecek. Dini öven konuşmaların olduğu gruplardan uzak durulacak.
22-
Son alınan duyumlarda MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü'nde çalışan tüm amir sınıfı
personelin adreslerini tespit etmiş ve bu amirlerin evlerine giderek bir adres
sorma bahanesi ile kapılar çalınıp hanımlarının kapalı olup olmadıklarını
tespit etmektedir.
Bu
nedenle evlerde kadınlar başı açık duracak ve kapı çalındığında başlar açık
olarak kapılar açılacaktır.
Manipülasyonda
eşi enderi olmayan bu güruh öyle düzenbazdır ki, şeytan dahi yanlarında masum
kalmaktadır. Himmet adına topladıkları milyarlarca doların kasası İpek-Koza
şirketlerine hesap sorulmak istendiğinde mahir oldukları hileli yönlendirmelere
başvurarak nerede İslam ve Türkiye düşmanı var ise devlet aleyhine kışkırtmakla
kalmayıp, Atatürk fotoğraflı Türk bayraklarını dahi açtırarak, tıpkı kaçak olan
evinin yıkılmasını engellemeye çalışan insanlar misali gayrimeşruluklarını
örtbas edebilme basitliğini bile sindirebilmektedirler.
Para
için gavatlığa dahi fetva verebilecek düzeyindeki gülenizm dininin asıl hedefi,
önce Türkiye’de akabinde dünyada gülenizm dinini meşrulaştırabilmektir. Çünkü
Gülen için İslam’ın ne olduğu; “Kur’an Müslümanlığı sapkınlıktır” itirafıyla
kanıtlıdır. Bu sebeple İslam düşmanları Gülen çetesine arka çıkarak,
Türkiye’nin İslam’dan çıkıp gülenist olabilmesi için her türlü fedakarlık ve
destekte sınır tanımamaktadırlar. “Medya Özgürlüğü ve Sermaye Güvenliği”
maskesiyle amaçlar gizlenmeye çalışılsa da, gerçeğin açık perdelerini
kapatabilmek mümkün değildir.
Fettulah Gülen, haçlı-siyonistlerden çok daha tehlikeli
amansız bir vahiy düşmanı ve eşine az rastlanabilecek bir zındıktır.
Dolayısıyla Allah dışında her gücün kuludur.
“İnsanlardan kimi vardır ki: "Allah'a inandık" der; fakat
Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı
gibi tutar. Hâlbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, "Doğrusu
biz de sizinle beraberdik" derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri
en iyi bilen değil midir?” Ankebut 10
“Dileseydik elbette onu bu ayetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o,
dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna
benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp
solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki
düşünürler.” Araf 176
“De ki: Ey cahiller! Bana Allah'tan başkasına kulluk etmemi mi
emrediyorsunuz?” Zümer 64
“Allah'ı bırakıp kendilerine ne fayda ne de zarar verebilen şeylere kulluk
ediyorlar. İnkârcı da Rabbine karşı uğraşıp durmaktadır.” Furkan 55
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder