CHP ve Kılıçdaroğlunun ardına takılanlardır…
“Allah onların kalplerini ve kulaklarını mühürlemiştir. Onların gözlerine
de bir çeşit perde gerilmiştir ve onlar için (dünya
ve ahirette) büyük bir azap vardır.” Bakara 7
Her ne kadar 1
Mayıs Emek ve dayanışma günü diye bilinse de, İslam ve insanlık düşmanı azgınların
isyan, saldırı, mal ve cana kastettikleri gündür. O gün şeytanın bir kısım
dostu sokağa dökülüp özgürlük ve demokrasi naralarıyla yakıp yıkar; haklarına
tecavüz ettikleri halkın kendilerinden olmadıkları mazeretiyle efendileri
şeytanın hakkı için vahşice hücum ederler. Maalesef bu terörün kalkanı da
özgürlük ve demokrasidir!
Türkiye’de bir
başkaldırı, terör veya düşmanlık olmasın ki, altından doğrudan yahut dolaylı
CHP çıkmasın! Kime karşı özgürlük ve demokrasi! Eğer hükümete karşı ise
hükümeti halk seçmiyor mu? Halkın
seçtiği hükümete karşı kanunsuzluk girişimi, seçen halka bir meydan okuma ve
seçtiğini kabullenmeme değil midir?
Olayları
manipüle etmede efendisi şeytana kayıtsız-şartsız itaat eden CHP, karanlık
amacını aydınlıkmış gibi kamuflajdaki mahareti, mühürlü destekçilerinin
muhakeme yetileri bloke olduğundan kavranamamakta, dolayısıyla şeytan elçisi
umut doğurabilmektedir.
Yığınların
umudu Kılıçdaroğlu’nun ifadelerini idrak edebilenler, onun bir ülkeyi yönetmeye
layık olup olmadığını kolayca çözebilirler.
Ak Partinin
seçimle başa gelip yaklaşık 13 yıldır sürdürdüğü iktidarlığını cumhuriyete ve
milletin iradesine rağmen sindiremeyen CHP ve Kılıçdaroğlu, hem cumhuriyetin
hem milletin hem hukukun hem de demokrasinin gizli bir düşmanı olduğunu iktidarı
tanımamazlığından ve kanunlara karşı başkaldırışından anlaşılmaktadır.
Hükümetlerin
asıl yükümlülüğü; gerekçe her ne olursa olsun halkının mal ve can güvenliğini
korumak ve asayişi temin etmektir. Korku olmadan nefisleri dizginleyemezsin. Bu
sebeple de nefisleri fevkalade tehlikeli olan insanın mutlaka korkuyla
sindirilmesi, Allah’ın da birçok ayetinde özellikle vurguladığı hükümdür.
“Ey iman
edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve ancak müslümanlar olarak can
verin.” Al-i İmran 102
“Korkuya yer vermeyen bir devlette, kanunlar hiçbir zaman gerekli saygıyı
görmezler
” Sophokles
İnsan fıtratı, psikolojisi ve devlet
otoritesini inatla reddeden Kılıçdaroğlu, “Korkuyla ülke yönetilmeye kalkılırsa
o korkunun başında şiddet gelir. Ne zaman ki bir iktidar, halktan korkup şiddet
uyguladıysa o iktidar kendi sonunu getirmiştir" açıklamaları, özellikle bindiği
dalı kesen politikacının aptallığına bir kanıttır. Çünkü bu mahlûk, Türkiye
gibi bir ülkeyi yönetmeye adaydır ve halkın kanunlara karşı isyan etmesini
azmettirmektedir.
Madem Atatürk'ün, İsmet Paşa'nın torunları olmaktan gurur
duyuyorlar ve ruhlarının, özlerinin ve sözlerinin CHP’nin kuruluş felsefesi
“dinsizlik ve namussuzluk” olduğuyla övünüyorlar; bu millet, çektiği özgürlük
ve demokrasi adına onca güvenlik güçlerini yaralamalarına rağmen şiddetle
karşılaşmıyor ama o gün, kim dinden ve namustan bahsederse kelleleri uçmuyor
muydu ve zindanlara atılarak işkencenin görülmemişine duçar olmuyorlar mıydı? Hangi
dönem, halktan korkup şiddet uyguluyormuş? Hangi iktidar, düşünce ve inançlarından
dolayı idam ediyormuş? Hangi hükümet, baskı ve tehditle kendinden olmayanları
katlediyormuş? Bu sebeple silah ve korku ile iktidarlığını sürdüren CHP, çok
partili döneme geçişle iktidarının sonunu getirerek günümüze dek korkulan bir
parti olmadı mı? İlke ve inkılâplarıyla seçimle başa gelen hükümetleri tehdit
ve darbelerle korkutup boyunduruğu altında bulundurmadı mı?
CHP’li militanlar devlete ve millete şiddet
uygularken bilmukabele de bulunmayan iktidar, şüphesiz insan olmayan azgınlara insan
muamelesi yapmasından suçlanmakla kalmayıp daha da hadsizleşmelerine fırsat
tanımaktadır.
CHP’liler o kadar yoldan çıkmışlar ve hidayetleri
mümkün olmayan yığınlardır ki, malum trajikomik genel başkanlarının, "Ne zamandan beri AKP'ye karşı
olmak suç oldu. Türk Ceza Yasası'nda böyle bir madde mi var?" açıklamasına itibar edebilmektedirler.
Devleti yöneten
iktidarı hükümet kimliğiyle değil parti kimliğiyle manipüle eden bir düşüncenin
dürüst ve namuslu olabilmesi mümkün müdür? Muhalefetteyken böylesi şeytani
taklalar atabilen bir CHP, iktidara gelince neler yaşanabileceğini, varın, siz
hayal edin! Hayal edemiyorsanız Atatürk önyargısından sıyrılıp geçmişteki
cehennemi öğrenmeye çalışın.
Müslüman ve
izzetli milletimizi ikna ederek iktidara gelemeyeceğini bilen CHP, çözümü
militanlarına kaos çıkarttırarak iktidarı halkın gözünden düşürtmek suretiyle
fırsattan yararlanmaya gayret etmektedir. Zaten kuruluş dönemlerinde de aynı
taktiklerle Osmanlı Devletini yıkmamışlar mıydı?
Artık millet,
çıktığı savaşlardan yorgun ve aklı karışmış bir millet değildir! Yediği
kazıkların bileşkesinden tecrübe edinmiş öyle bir millettir ki, yıllardır iğfal
edilip dine ve adalete karşı düşman hale getirdikleri dışındakilerden bir
başkasını ikna edebilmeleri imkânsızdır. Eğer Allah, milletimizi lanetlememişse;
CHP’nin tuzakları ve taktığı maskeler etkin olamayacaktır.
Gerek Allah’ın
indirdiği açık delilleri gerekse batıllıklarıyla hidayet yolunu baskı, şiddet
ve politik hilelerle gizleyen CHP lanetlidir, dolayısıyla lanetlenmiş bir
güruha bulaşmaktan korkmayıp da onlar gibi mahvı perişan olmak isteyenlere de
insan denilemez.
“İndirdiğimiz açık delilleri ve kitapta insanlara apaçık gösterdiğimiz
hidayet yolunu gizleyenlere hem Allah hem de bütün lanet ediciler lanet eder.” Bakara 159
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder