ALLAH kimdir?
Hâkimiyeti kayıtız-şartsız
iradesinde bulunduran kim ise; şüphesiz o bir Tanrı’dır.
Demokrasi
ile ilgili ne çelişkili tanımlara girecek ne birbirleriyle çatışan teorilerini
ele alacak ne tarihçesine eğilecek ne saptırıcı modelleriyle uğraşacak ne de
karmaşıklığa götüren manipülasyonları üzerinde duracağım.
Temel
dayanağı, halkın kendi dileğiyle kendini yönetecek iradeyi ortaya koyarak Allah’ın
Mutlak İrade’sini doğrudan reddetmektir.
Allah
dışı seküler-laik düşüncenin siyasi bir terminolojisi olan demokrasi,
sekülerizm olmaksızın varlığını sürdüremez. Ancak din adamları ve İslam imajlı siyasiler
demokrasinin sekülerizm olmaksızın var olabileceğini hatta İslam ile uyuştuğunu
iddia etmeleri tamamen riyakârlık, sapkınlık ve hiledir.
Cumhuriyet
düşüncesiyle manipüle edilmeye çalışılan demokrasinin amacı ve mahiyeti tamamen
farklıdır. Cumhuriyet, insanın yani halkın idarecisini kendisinin seçmesi;
demokrasi ise hâkimiyetin Allah da değil insanda yani dolaylı olarak yöneten,
yönlendiren ve anayasa yapan tanrının beşer olduğunu iddia eder. Diğer bir
ifadeyle Hıristiyanlık ve Yahudilik inancı doğrultusunda Allah gökyüzüne
yerleşmiş, yeryüzünün yönetimi tamamen insandadır görüşüyle hareket eder. Dolayısıyla demokrasi asla cumhuriyetin uygunuş
bir şekli değil; sekülerizmin- laikliğin siyasi uzantısıdır.
İktidarın tek elde
toplandığı yer ‘o kitap’ yani kader midir; yoksa nefis midir sorusuna yanıt
verildiğinde kimin “Tanrı” kabul edildiği ortaya çıkmaktadır.
Her
ne görüş olursa olsun beslendiği kaynak yani dayanak, o görüşün ne olduğunu
kanıtlar. Bu sebeple rasyonalist ya da pozitivist olan sekülerizm-laiklik kaynağından
türemiş demokrasinin şeytani olduğuna şüphe yoktur. Dolayısıyla batıl olan
hiçbir şey hak ile bütünleştirilemez!
Ağzı
başka, kalbi başka, tuttuğu yol ise bambaşka olanın insani değerlerle hatta
İslam ile hiçbir ilişiği mümkün değildir. Ama imaj ya da referans
yanıltmaktadır!
Hâkimiyet
kayıtsız-şartsız insandır ilkesini düstur edenmiş bir düşüncenin İslami maskesi
kendisini asla Müslüman yapmaz. Hâkimiyet kayıtsız-şartsız Allah’ındır imanını
taşıyan da batıl olamaz.
Hak
ile batıl savaşı soğuk olarak hâkimiyetin kimde olduğuyla ilgili çok kuvvetli
sürmekte ama henüz sıcak bir harbe dönüşmediğinden yeraltında kaynayan lavlar
misali yer üstüne fışkırarak patlamaya neden olmadığından idrak edilememektedir.
Demokrasi,
insanın Allah ile savaştığı öyle bir felakettir ki, insanı yani beşeri tanrı
konumuna sokmakla kalmayıp Allah’ın iradesini yeryüzünden silip atmayı
hedeflemiş ama insanoğlunun kalbine hükmedemediğinden çareyi kısıtlamalar ya da
yasaklar getirmek suretiyle sözde üstünlüğünü hapisle muhafaza etmeye
yetinmiştir.
İman
etmiş Müslümanları yanıltan nedir bilir misiniz; demokrasinin nefse sağladığı
sanılan sözde haklar yani özgürlüklerdir. Ancak kul olarak yaratılmış bir
beşerin teoride iddia edilen dilediğini yapabilecek hiçbir hak ve özgürlüğe ulaşamadığı
pratikle kanıtlıdır.
Neden
Allah’ın indirdiği kitapla verdiği hak ve özgürlükler kulluk yani tutsaklık
kabul edilip de demokrasinin ki hürriyet sanılmaktadır otokritiği
yapılabildiğinde çok tanrılıktan tek tanrılığa geçilerek imana dönüşülecek;
böylece hâkimiyetin kayıtsız-şartsız yaratıcı ALLAH’ın hükmünde olduğu kavranabilecektir.
Lakin Allah’ın dilememesi durumunda idrakte imkânsızdır!
Asıl
komediliğin en trajedisi ise, siyasette ya da devlette insanı tanrı belleyip;
sokakta, camide ya da evde tanrı olarak Allah’ın kabul edilmesidir.
Haydi,
bakalım; demokrasi gereği kayıtsız-şartsız hâkim olduğu iddia edilen insan ile (haşa)
ALLAH’ı bir kıyaslamaya çalışalım ki, kimin “hakimiyeti kayıtsız-şartsız”
elinde bulunduran tanrı olduğu hem söz hem de pratikte anlaşılsın!
“O, öyle Allah'tır ki,
O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir,
bağışlayandır.
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.” Haşr 22-23-24
O, öyle Allah'tır ki, kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. O, mülkün sahibidir, eksiklikten münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavuşturandır, gözetip koruyandır, üstündür, istediğini zorla yaptıran, büyüklükte eşi olmayandır. Allah, müşriklerin ortak koştukları şeylerden münezzehtir.
O, yaratan, var eden, şekil veren Allah'tır. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir.” Haşr 22-23-24
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder