Hemen
dış güçler diyeceksiniz ama hiçte öyle değil!
Kötü nereden destek alırsa alsın cesaret ve
eylemleri kırıcı bir yaptırımla karşı karşıya değil ise, gölgesi bile amacına
ulaştırır. Dolayısıyla kötüye motivasyon kazandıran bağlı olduğu anayasa, devlet,
meclis ve millettir.
Nasıl ki şeytana yaptığı kötülüklerin
nedeni sorulamayıp hiçbir tartışma, müzakere, barış ve çözüm arayışına
girişilemez ise, tıpkı şeytan gibi var olma nedeni şer olan PKK/HDP’de aynıdır.
Heva ve hevesini rab edinmiş hiçbir azgın yoktur ki, iyilikten, hayırdan,
barıştan ve vicdandan yana olabilsin! Çünkü istese de yapamaz!
Şeytanın azgınlığa sürüklediği PKK/HDP öyle
tutsaktırlar ki, şeytandan yakalarını kurtarabilmeleri imkânsızdır. Oysa her ne
kadar şeytanın insanlar üzerinde mutlak bir hâkimiyeti yok ise de, şeytana uyma
azgınlıklarından dolayı şeytanla özdeşleşmişlerdir.
Bu sebeple PKK/HDP’nin bir başka gücün
zorlamasına, fitnesine yahut desteğine ihtiyacı yoktur; azgınlıkta had
tanımayan öyle bir fıtrata sahiptirler ki, kibirleriyle ileri gittikleri
azgınlıktan asla geri durmaz, dolayısıyla insan gibi tavır sergileyemezler.
Gerek
devlet gerek meclis gerekse millet, PKK/HDP’ye tanıdıkları tolerans ve iyi
niyetin bedelini ödemektedirler.
Şeytan gibi kötülük üzerine fıtratı görevini ifa eden PKK/HDP’yi “insanlık mı, demokrasi mi, hukuk mu, yoksa vatandaşlık mı” dersiniz, sindiren bir ülkenin huzur ve emniyete kavuşabilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla asıl suçlu, katil, zalim ve azgın olan PKK/HDP değil, ona fırsat veren devlettir; meclistir; partilerdir ve halktır!
O görevini yaparken; devlet ve millet ne yapmaktadır? Daha da azgınlaşıp yurt sathında tek bir insan bırakmaması için demokrasi ve özgürlük teşvikinde bulunmaktadır!
Kim ne derse desin ve olayları nasıl analiz ederse etsin; PKK/HDP, DHKP-C ve başta medya olmak üzere provokatörleri azmettiren devlet ve millettir!
Şüphesiz milletin PKK/HDP’ye kaşı sürek avı başlatması asayişi tehdit eder ama devlet ve bağlı olunan partiler üzerinde öyle baskı kurulmalıdır ki, iblisle el sıkışan, aynı ortamı teneffüs eden, tartışma yapan, uzlaşma arayışına kalkışan, sözlerine itibar eden, birlikte görünenlere karşı çok sert yaptırımlar uygulamalıdır.
Azgınlıkta ve insafsızlıkta sınır tanımayan
PKK/HDP’yi her açıdan muhatap kabul edenlerin düşünce ve davranışlarından
dolayı tehdit, şantaj, kumpas ve katliamların ardı arkası kesilmemekte,
işledikleri cinayet, ihanet ve düşmanlıkları daha da artmaktadır. Cehenneme
girecek elle tokalaşma ki, cennet sana haram olmasın!
Binlerce kez ifade ettiğim gibi, eşin PKK/HDP’li
ise derhal boşan; çocukların PKK/HDP’li ise, derhal evlatlıktan reddet; baban
PKK/HDP’li ise, veli edinme; arkadaşın PKK/HDP’li ise, ilişkine ve dostluğuna
son ver; iş ortağın PKK/HDP’li ise, derhal ayrıl ki, hem dünyan hem de ahiretin
kurtulsun.
Ne zaman şeytan tevbe edip doğru yola
ulaşırsa, PKK/HDP’de kibrinden vazgeçip insanlığa kavuşur. Öyleyse şeytana
gösterdiğin ilgi, güven, vicdan ve merhametin karşılığını hayır olarak alabilmen
mümkün müdür?
Önce PKK/HDP’nin taktığı siyasi maske
indirilerek meşruluğuna son verilmeli akabinde tek bir PKK/HDP’li kalmamacasına
ya vatan topraklarından tecrit edilmeli ya öldürülmeleri ya da zindanlara
atılarak ölüme terk edilmelidirler. Azgınla başa çıkabilecek başka bir çözüm
yoktur. Öyle olmadığından yaratıcı Allah, savaşı ve ölüm cezasına hükmetmiştir.
Eğer devlet, insanlarını deşen canavarlara
karşı yaptırım uygulayıcı bir cesarete ve kararlılığa sahip değil ise, o devlet
zalimdir, PKK/HDP’den farksız insanlık düşmanıdır.
“Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde (hak) düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak
ya (acımadan) öldürülmeleri, ya
asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları
yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette
de büyük azap vardır.” Maide 33
“Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa, babalarınızı
ve kardeşlerinizi veli edinmeyin. Sizden kim onları dost edinirse, işte onlar
zalimlerin kendileridir.” Tevbe 23
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder