CHP,
İslami hükümlere göre kâfir sayılabilir ama Atatürk’ün ilkelerine iman
etmelerinden batıl olan Kemalist dinini rehber edinmiş putperestlerdir.
Deniz Baykal adlı eski genel başkanlarının
TBMM başkanlığına aday gösterilmesiyle başlayan “dinsiz CHP” tartışmasına tüm partilerin katılımıyla CHP’yi aklayabilme
yarışı, kendilerinin de kıyıdan-köşeden Kemalist dinini koruma amacı taşıdıklarını
ortaya çıkarmıştır. Sonuç itibariyle birçoğu İslam yahut başka bir dine mensup
olduklarını iddia etseler de, Kemalist dini hükümleri doğrultusunda milleti
yönetmekte hatta Atatürk ilkelerine bağlılık konusunda yemin etmektedirler.
Öyleyse CHP nedir diye sorulacak olursa; “NAMUSSUZ”’dur. Çünkü namussuz
olduklarını, partilerini kurma aşamalarında bizzat kendileri deklare etmişlerdir.
“Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya
mahkûmdurlar! Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Bunun
için önce din ve namus anlayışını değiştirmeliyiz. Partiyi (CHP'yi) bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve
bunları çabuk zengin etmeliyiz!” Atatürk
Bu sebeple evli ve çocuklu olan partisinin
milletvekili olan Nesrin Baytok adlı bayanı baştan çıkararak ırzına geçmek
suretiyle zina yapabilmiş evli ve torun sahibi Deniz Baykal’ı sindirmekle
kalmayıp, TBMM Başkanlığına dahi aday yapabilmişlerdir.
Müslüman milletimizin aşamadığı en korkunç
tuzak nedir biliyor musunuz; İslam ve namus gibi paha biçilmez ve ebedi yüksek kıymetlere
sahip olmayanlara duyulan güvendir. Şeytan, nasıl kötülüklerini ince ve
sezilmez yollardan işliyor veya işletiyor ise, din ve namusa sahipmiş gibi
görünenlerde toplumu öyle zehirlemektedirler.
CHP’nin İslam ve namus düşmanlığı her ne
kadar aleni ise de, politik çıkarlara, seküler-Kemalist rejime bir halel
gelmemesi adına İslam ve namus maskesi takmış derunilerde arka çıkarak, milletin
gözlerine bağladıkları bağı daha da milleştirmektedirler.
Aradan yaklaşık 100 yıl geçmiş, İslam ve
namuslu sanılan onlarca vekil, parti, lider ve iktidar değişmesine rağmen halen
CHP ilkesine mahkûm Türkiye’de milletin yüksek değerleri ne anayasada ne de
devlette itibar kazanabilmiş ama manipüle edilen kimi retler ılımlı halde
getirildiğinden eski Türkiye-yeni Türkiye illüzyonu başarılı olmuştur.
Aslında CHP ne ise,
diğer partiler de aynıdır. Söylem farklı olsa da gidilen yol aynıdır. Atatürk
ilke ve inkılâpları yani CHP’nin kurduğu düzen!
Sekülerizm yani laikliğin din karşıtlığı,
sadece Allah’ın diniyle ilgilidir. Çünkü Allah’a olan iman ve inancı reddedip
aklın üstünlüğünü kabul eden bir anlayışı kapsadığından, insanın kurduğu dini
kabul eder, Allah’ınkine diğer bir ifadeyle vahiyle gönderilene ise düşmandır. Bu
sebeple vahiyle indirilen İslam kabul görmeyip, din bilginlerinin verdikleri
fetvalar ve kestikleri ahkamlar baz alınarak, laik ve Kemalist düşünceyle
örtüştürülen neo-İslam, kendilerince zararsız görülmektedir.
Bilir misiniz; eski Yunanlılar, işlerine geldikçe ve zorda kaldıklarında somut doğa olaylarına bakarlardı. Bunu yaparlarken de, hani neredeyse yaptıklarından utanırlardı. Onlara göre, edinilmeye değer bilgi, beyin hücreleri çalıştırılarak elde edilen sanal bilgiydi.
Evrensel gerçekler ve günlük olaylarla ilgili somut bilgiler, onların gözünde “ikinci
sınıf” bilgiydi. Bugünde aynıdır. Her olay ve işte bilimsel kanıt aramak ne
demektir; beyin hücreleri çalıştırılarak elde edilen sözde gerçeklerdir. Ayrıca
neden vahiy doğrudan ölçü alınmıyor da, illaki bir tefsire, yoruma,
açıklamalara, beyin hücresini çalıştıran âlimlere yahut doğrulayıcı bilgilere
ihtiyaç şart koşuluyor? Kur’an ve Kur’an’a aykırı yahut muhalif tek söz
söyleyen Resulü yetmiyor mu?
Netice
itibariyle CHP, fizikken iktidara gelemiyor ise de, ruhen iktidardır ve 100
yıldır ilkeleriyle Türkiye’ye hükmetmektedir. Dolayısıyla Türkiye’nin dini
Kemalizm, tanrısı da Atatürk’tür. Başta İslam olmak üzere diğer dinlerin hiçbir
bağlayıcılığı ve hükmü bulunmadığından çeşni olmaktan öteye gidememektedir. Adı,
şanı ve gücü ne olursa olsun her parti, CHP ilkelerinin hegemonyası altında
taşerondur.
Yaratıcı
Allah, iman etmiş bir Müslüman olarak bana; “sadece Kur’an’ uy”, Atatürk yahut
bir başkasının ilkelerine uyma diye emretmiş ve ben de uyuyor hatta uyacağıma
dair bir de yemin ediyorsam, kâfir olmaz mıyım? Peki, Atatürk’ün değil de Allah’ın ilkelerine
uyarak siyaset yapan bir lider ya da parti mevcut mudur? Öyleyse diğerlerinin
CHP’den farkı nedir?
Kimse boş yere debelenmesin!
“Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi
Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” Enam 153
“İşte bu (Kur'an), bizim indirdiğimiz
mübarek bir kitaptır. Buna uyun ve Allah'tan korkun ki size merhamet edilsin.” Enam 155
“(Resulüm!)
de ki: Ey ehl-i kitap! Sizinle bizim aramızda
müşterek olan bir söze geliniz: Allah'tan başkasına tapmayalım. O'na hiçbir
şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı bırakıp da kimimiz kimimizi ilahlaştırmasın. Eğer
onlar yine yüz çevirirlerse, işte o zaman: Şahit olun ki biz müslümanlarız!
deyiniz.” Ali İmran 64
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder