Bedenlerimizin
gömülecek olmasından kaygı duyabiliyoruz. Ahirete iman ettiğimizi beyan edip
cenneti diliyoruz ama gitmemek ve dünyada daha çok kalabilmek için her türlü
çareye başvuruyoruz. Öyle ki, dinsel ve bilimsel sömürücülere bel bağlayarak
ömrü uzatabilmek için her sese kulak kabartıp Allah’a şirk koşarcasına eceli
değiştirebileceğimizi düşünüyoruz.
Oysa
doğarken ölümle nişanlanmayı kabul ederek dünyaya gelmemiş miydik? İslam’la
şereflenirken dünyanın fani, ahiretin baki olduğuna muvaffak etmemiş miydik? Hayrın
da şerrin de sahibi ve tek bilen rabbimiz ALLAH diyerek söz vermemiş miydik?
ALLAH’tan başka mutlak bir gücün bulunmadığına iman ettiğimiz halde beşerden
hele de batıl güçlerden medet ummakla ihanet etmedik mi?
Ölme,
yaralanma, hapsedilme, kaybetme veya en ağır cezalara çarptırılma korkaklığıyla
hak yolda mücadeleden kaçarak apaçık bir riyakârlıkta bulunmadık mı? İnsana
dayanıp güvenerek Allah’a ortak koşmadık mı? Batıl güçlere boyun eğerek
rabbimiz Allah’a asi gelmedik mi? Ebedi ahiret hayatına inanmış görünerek yalan
dünyaya meyletmedik mi? Dünyada bir gün daha fazla kalabilmek için ahiret yurdunu
satmadık mı? Allah’a kul olma yerine nefsimizi iktidar kılabilme uğruna koşturup
durmadık mı? Allah’ın indirdiklerini değil beşerin isteklerini anayasa yaparak
rehber edinmedik mi?
Kur’an
dışı seküler-laik düzeni kabul ederek Allah’a meydan okumadık mı? Allah’ın
helal ve haramlarına değil beşeri yasaların serbest ve yasaklarına uymadık mı?
Hak ile değil batıl güçlerle ittifak kurmadık mı? Sözle inandık ama amelde
inkârcıların yoluna girmedik mi? Tek hak din İslam olmasına rağmen diğer
dinleri de hak kabul etmedik mi? Hadis adı altında Allah Resulüne iftiralar
düzerek Kur’an’a muhalif kılmadık mı? Dini ve siyasi liderleri kurtarıcı ve
hidayet verici olarak arşa çıkartıp Allah’ın tahtına yerleştirmedik mi? Allah’ın
değil beşerin övgü ve rızasını kazanabilmek için çabalamadık mı? İslam’ı egemen
kılabilmek için küfre karşı savaşanları terörist; İslam’a karşı savaşanlarla
özgürlük ve demokrasi adına müttefik olup öncü yapmak suretiyle saflarına
katılmadık mı?
Şehadetin
ayrıcalığını ve yüceliğini ikrar ediyoruz ama şehid olmamak için binbir türlü
gerekçeye sığınarak kaytarmıyor muyuz? İndirdiği ayetlerin herkesin
anlayabilmesi için açık ve seçik olduğunu Allah bildirmesine rağmen, yorumlarla
bozarak seküler düzene peşkeş çekmiyor muyuz? Allah’ın Resulüne vahiyle
gönderdiği İslam yerine hümanist bir İslam yapılandırarak nefsimizi
tanrılaştırmıyor muyuz? Allah’tan utanmak yerine kuldan utanmayı önemsemiyor
muyuz? Allah hakkını değil kul hakkını değere almıyor muyuz? İşlediğimiz
herhangi bir yasak ve suçta kuldan çekindiğimiz kadar Allah’tan sakınıyor
muyuz? Kula hizmet ettiğimiz ölçüde Allah’a hizmet ediyor muyuz?
Allah
ve Resulünün üzerine bir söz ve hüküm olmayacağına göre; İslam’ı siyasetten
yani devlet düzeninden kopararak hatta düşman kılarak batıla sapmak Müslümanlık
mıdır? Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir kadın yahut
erkek, o işi kendi arzu ve isteklerine göre seçebiliyorsa Müslümanlık mıdır?
Allah, batıl düşünce ve düzenleri reddettiği halde batıl bir rejime rıza
göstermek Müslümanlık mıdır? Özgürlük ve demokrasi adına ahlaki kuralları
çiğnemek; düşünce ve ifade hürriyeti adına Allah’a, Resulüne ve Kur’an’a
hakarette sessiz kalmak Müslümanlık mıdır? İman ile küfür arasında, diğer bir
ifadeyle hak ile batıl arasında yol tutmak Müslümanlık mıdır?
Nefis, herhangi
bir saldırıya uğradığında yahut bir halel geldiğinde kavga, cinayet ve gücünün üstünde
her türlü mücadele verildiği halde Allah’a, Resulüne ve dini İslam’a saldırı
olduğunda sessiz kalınması Müslümanlık mıdır? Çıkar uğruna Allah’ın hükümlerine
aldırış etmemecesine dinine fiyat etiketi koymak Müslümanlık mıdır? Tıpkı
cünüpken namaz kılmak misali batıl hukukla Hak’ka hizmet etme düşüncesi
Müslümanlık mıdır? Allah ve Resulünün kitabı Kur’an’a göre değil de “ne şiş
yansın ne de kebap” misali hem hak hem de batılın karşılıklı olarak her iki
tarafın da zarar görmemesi için tutulan orta yol Müslümanlık mıdır? Allah’tan
korkar hatta daha ziyadesiyle insandan ya da seküler devletten korkmak
Müslümanlık mıdır? İnanıldığı gibi iman veya amel etmemek Müslümanlık mıdır?
Müslümanlığın ölçüsünü Allah değil de insanların hükmetmesi Müslümanlık mıdır?
“İnsanlardan bazıları da
vardır ki, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık"
derler.” Bakara 8
“Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını ileri
sürenleri görmedin mi? Tağut'a inanmamaları kendilerine emrolunduğu halde,
Tağut'un önünde muhakemeleşmek istiyorlar. Halbuki şeytan onları büsbütün
saptırmak istiyor.” Nisa 60
“Ey Resul! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle
"inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak
verirler, ve sana gelmeyen kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden
kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse
sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun
lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği
kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük
bir azap vardır.” Maide 41
“"Allah'a ve Peygamber'e inandık ve itaat ettik" diyorlar;
ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir.” Nur 47
“İnsanlardan kimi vardır ki: "Allah'a inandık" der; fakat
Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı
gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, "Doğrusu
biz de sizinle beraberdik" derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri
en iyi bilen değil midir?” Ankebut 10
“Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve
kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve
Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” Ahzab 36
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz,
hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız
meskenler size Allah'tan, Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha
sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar
topluluğunu hidayete erdirmez.” Tevbe 24
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder