Hem devletini hem de milletini güvenceye
kavuştur!
Ancak azgınlıkta sınır tanımayan asilere sırf
insan görünümlerinden ötürü verilen toleranslar daha da şımarıp
cesaretlenmelerini, dolayısıyla devlet içinde devlet olabilme küstahlıklarını
kabartıyor ki, baş edebilme daha da güçlenip artarak yayılmalarını ve fırsat
kollayan diğer hasımları da cüretkârlaştırmaktadır.
İnsan hakları, sadece insana mahsus bir mülkiyettir.
Bozularak insani özelliklerini yitirip asileşen mahlûkları insani seviyede
değerlendirmek, insanlığa karşı işlenen bir cinayet ve ihanettir.
Devleti devlet yaparak millete huzur ve
güven kazandıran otoritedir. Otoriteyi savsaklayacak zerre bir müsamaha, ortada
ne düzen ne asayiş ne de insanlık bırakır! İyi ile kötünün ayrılmayıp hümanizm
adına bütünleştirildiği bir düşünce düzeyinde insanlık değil fenalık hâkim olur
ki, zaten ardı arkası kesilmeyen karışıklık ve asilikler de böylesi özürlü bir
düşünceden üremektedir.
Demokrasi ve hürriyet gerekçeleriyle kanun
tanımayanların eylemleri meşru sayılıyor ama o eylemleri püskürtme amaçlı
güvenlik güçlerinin devlet ve millet adına müdafaaları “aşırı güç ya da sert
önlem” mazeretiyle gayrimeşru kabul ediliyor. Batıl bu düşüncelerin etkisinde
kalan hükümet, asayişi ve otoriteyi
tarumar edici çekincelerinden dolayı caydırıcı sert bir tutum sergilemektense
yumuşak savunmada bulunmalarından azgınları sindirmemektedir. Dolayısıyla
devlete ve millete meydan okuyarak sahaya çıkan Vandallara karşı gösterilen
insani davranış, insanlığı tamamen silmekten başka bir şey değildir.
Yılan, zehriyle insanın kanını pıhtılaştırıp nasıl ölümüne neden
olursa; batıl düşüncelerde nefsi azdırıp toplumları ölmekten beter kılmaktadır.
Heva ve heveslerini tanrı edinircesine
toplumu kendilerinden ibaret sanıp başkalarının haklarını ayakları altına
alarak her türlü eylemi mubah bellemiş yığınlara insanın anlayabileceği ne bir
söz ne bir kanun ne de bir hoşgörü fayda sağlar. Bu sebeple onlara karşı öyle
sert yaptırımlar, ceza ve şiddet uygulanmalıdır ki, ortak paydada buluşularak
düzenin tahribatı önlenebilsin.
Önümüzde işçi bayramı maskesi takmış 1
Mayıs azgınlarının ülkeyi kuşatma planları malumunuzdur. Devlet, 1 Mayıs İşçi
Bayramının kutlanmasına karşı olmayıp, toplumsal düzenin tesisi ve milyonlarca
vatandaşın huzur ve güveni adına yer göstermekte ama yığınların hedefi bayram
değil terör olmalarından etki gösterebilecek yerler için hoyratça
diretmektedirler. Açıkça devlete ve millete savaş açan TÜRK-İŞ, DİSK, KESK, TMMOB,
Mimarlar Odası ve Türk Tabipler Birliği gibi terörle özleşmiş Sivil Toplum
Örgütleri, militanlarıyla Türkiye’ye diz çöktürecek bir iktidar mücadelesi
içinde CHP’ye taşeronluk yapmaktadırlar.
Ülkelerinin kalkınabilmesi ve ailelerinin
geçinebilmeleri için birçok fedakârlıkta ve meşakkatte bulunan işçi ve
memurları sömürerek hain emellerine alet etmede mahir olan azgınlar, emek
çalışanlarını kanunlara karşı isyana teşvik ederek öyle devlet ve millet
düşmanı haline sokmaktadırlar ki, hem eş, çocuk, ana ve babalarını utanca
boğdurup gözyaşlarıyla inletmekte hem de eylemlerinde sağ kalmışlar ise
hapishanelerde çürütmektedirler.
1977 ‘deki 1 Mayıs kutlamalarında devlete
ve millete karşı gövde gösterisinde bulunan hainlerden 37 kişi ölmüş ve 137
kişi yaralanarak Türkiye bir kaosa götürülmüştü. Ülkesini savunanlar mı yoksa işçi
bayramı maskesiyle isyana kalkışanlar mı suçlu diye sorgulanacak olursa,
şüphesiz asi sendikalar ve ölenlerdi.
Her yıl işçi adına tezgâhlanan senaryonun
amacı gayet açık olup, vatanını ve milletini seven hiçbir işçinin ihanetsi bu
oyuna ortak olmamaları kaçınılmazdır. 1977’deki hükümetin otoritesizliğinden
halk ayaklanmış ve hükümetin diz çöktüğü hainleri püskürterek hem devletin şerefini
hem de milleti komünistlerden kurtarmışlardı.
Şükürler olsun ki bugün ki iktidar, otoritesinden
ödün vermeyerek CHP desteğindeki hainlere fırsat tanımamakta, böylece halkın
müdahalesine gerek bırakmamaktadır.
Devletin herhangi bir organizeye imtiyaz
sağlayarak halkının mal ve can güvenliğini tehlikeye atabilecek bir salahiyeti
olamaz. 1 Mayıs kutlamalarının nerelerde yapılacağı ile ilgili karar almış ise,
ya oralarda yapacaklar ya da en ağır ve sert müdahalelerle karşılaşarak bedel
ödemelidirler.
Bedel ödemeyi göze alarak cenk meydanına
çıkanın ağlama, şikâyet etme veya hayıflanma hakkı bulunmamaktadır. Cepheye
çıkmış bir savaşçının “düşman bana kötü davrandı, beni dövdü, yaraladı ya da
vurdu” demesi nasıl abes ise, devlete karşı kuşananlarında ağıtları boşunadır.
1 Mayıs İşçi Bayramı’nı devlete ve millete
karşı gözdağı verme amacıyla biraya gelen örgütlerin gösterilen yerlerde değil
de Taksim’de kutlama manipülasyonları bir başkaldırıdır, dolayısıyla bir terör
eylemidir. Eğer geçmişte ölen terörist arkadaşlarının hatıralarını anarak saygı
gösterecekler ise, Kazancı Yokuşu’na değil gömüldükleri mezarlarının başına
gitmelidirler.
Ey Müslüman Polisler! Sizi yaratan ve
sahibiniz olan Allah’a itaat ediniz. 1 Mayıs’ta sizleri zorlu ve meşakkatli bir
görev beklemekte, hainlerin acımasız saldırılarıyla karşılaşarak, belki de eş
ve çocuklarınızı yetim bırakmak için öldürmeye dahi teşebbüs edeceklerdir.
Şüphesiz Rabbim sizleri koruyacak, yakınlarınıza bağışlayacaktır. Ancak şehid
olmanız durumunda ebedi bir cennetle müjdeleneceksiniz. Karşınızdakiler sözden
anlayan normal insanlar değil, her biri kana susamış vahşi komünistlerdir.
Onlara karşı öyle sert davranın ki, Allah, sizin ellerinizle onları
kahreylesin! Allah’a dayanın güvenin, vekil ve destek olarak Allah size yeter!
“Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara
karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O
gidilecek yer ne de kötüdür!” Tahrim 9
“Onlarla savaşın ki, Allah sizin ellerinizle
onları cezalandırsın; onları rezil etsin; sizi onlara galip kılsın ve mümin
toplumun kalplerini ferahlatsın.” Tevbe 14
“Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve
yeryüzünde düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya
asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları
yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette
de büyük azap vardır.” Maide 33
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder