Belâ
peşinde koşanlardır!
Beşeri
arzuları memnun edebilmek için kendilerine doğru yol olan Kur’an’ı değil de
batılı rehber edinen iktidarlar, şeytanın verdiği ümitle ardı arkası kesilmeyen
çözüm paketleri ne Kur’an’ı etkisizleştirebilir ne Mutlak İrade’yi dışlayabilir
ne de umutları karşılık bulabilir.
İnsanoğlunun yaratılıp şeytana yüklenen
kötülüklerin elçisi olma misyonerliğinden bu yana özgürlük talepleri hiç
bitmemiş, sözde insan iradesini egemen kılacak demokrasi dilekleri son
bulmamıştır.
Nedir özgürlük ve demokrasi; kime karşı;
amacı; yaptırımı; sınırı; somut olarak açıklanamamış, insanoğlunun elem ve
kederini bitirebilecek, sorunlarını çözüme kavuşturabilecek, nefisleri
dengeleyebilecek, çatışmaları engelleyebilecek, kötülüklere son verebilecek,
barışı kazandırabilecek, huzur ve güveni sağlayabilecek, sıkıntıları giderebilecek,
kötülükleri bertaraf edip iyilikleri hâkim kılabilecek, haksızlık ve adaletsizlikleri
sonlandırabilecek hiçbir şeyi ispatlayamamıştır.
Böylece geriye sadece yaratıcı Allah’a
karşı beşeri tanrılaştırmak kalıyor! Diğer bir ifadeyle Allah’a kulluğu
reddedip şeytana yani dostlarına kulluğa zorluyor ve sürekli daha fazla
özgürlük daha fazla demokrasi manipülasyonuyla iblise hizmet ediyorlar.
Düşünün ki, özgürlük ve demokrasi talepleri
tamamen nefsanî olup, Kur’an’ı Kerim’e iman ederek Allah’a teslim olmuş
müminleri kapsamamakla beraber açıkça düşmanlık içermektedir. İman etmiş bir
müminin taptığı Allah’ın ayetlerine göre yaşama özgürlükleri yok mu? Eğer demokrasi,
insanların dilediği gibi seçme ve rejim yapma hakkı sağlıyorsa; Allah’ın
anayasası olan şeriatın talep edilmesi yasaklanabilinir mi?
Nasıl olur da İslam’ı seçmiş bir Müslüman
olarak seküler yani laik rejimi kabul edebilirim? Ya da batıl bir çözüme umut
bağlayabilirim? Bu, apaçık Allah’ın indirdiği hükümlere bir başkaldırı değil
midir? Allah, batılı değil hakkı emretmişken, hem batıl hem de hak yolunda gitmem
münafıklık değil midir?
Allah’ın indirdiklerine şeytanın beşeri
arzular katmaya çalışması gibi Müslüman kimliklerde, İslam’a beşeri arzular
katarak oluşturdukları bir dinle Allah’a meydan okuyorlar.
“(Ey Muhammed!) Biz, senden önce
hiçbir resul ve nebi göndermedik ki, o, bir temennide bulunduğunda, şeytan onun
dileğine ille de (beşeri arzular)
katmaya kalkışmasın. Ne var ki Allah, şeytanın katacağı şeyi iptal eder. Sonra
Allah, kendi ayetlerini (lafız ve mana bakımından) sağlam olarak yerleştirir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet
sahibidir.” Hac 52
Müslüman odur
ki, Allah’ın indirdiği ayetlerin dışında batıl hiçbir rejimi ve yasayı
kabullenmez; ceza alacak yahut çıkar güdecek endişesiyle ödünde bulunmaz;
iktidarını kaybedebilecek kaygısı taşımaz; yaratıcısının hükümlerinden taviz vermez;
dininin düşmanlarıyla dost olmaz; Allah’ın helal kıldığını helal, haram
kıldığını haram kabul ederek mücadelesini sürdürür; zalimi affetmez; çözüm diye sunulan batıllığa itibar etmez; Allah’ın
dinini egemen kılabilmek için şehid olana dek cihad yapar; kendine fiyat
etiketi koymaz; dünya şatafatına değil ahirete odaklanır; gerekçesi ne olursa
olsun Allah’ın razı olmadığı bir oluşumun içinde yer almaz; nefsinin değil
Allah’ın isteklerini rehber edinir; iyilik adına ne yaparsa nefsi için değil
Allah adına yapar; yaptığı iyiliğin karşılığını beşerden değil Allah’tan
bekler; gücü ne olursa olsun hiçbir insandan korkmaz; faydayı yahut zararı
beşerden değil Allah’tan bekler; herhangi bir musibete karşı isyan etmez; başına
gelen ne varsa Allah’tan geldiğine inanarak sabreder; ırkı yahut milletiyle değil Müslümanlığıyla
şeref duyar; haksızlıklara karşı sessiz durmaz; dinsel kardeşinin derdini kendi
derdiymiş gibi hisseder; velev ki mal ve canından olacağını bilse dahi Allah
diyenin yardımına koşar!
Sayın Başbakan Erdoğan! Kur’an’a iman etmiş bir Müslüman’a batıllık yaraşmaz.
Hidayet verici ve doğru yola ulaştırıcı Kur’an gibi emsalsiz bir rehber varken,
herkes gibi kendinin de ne oluğunu bilmediği demokrasi adına çözüm paketleri
hazırlayarak milletinize aydınlık yarınlar vaatlerinde bulunarak umut vermeniz,
sizi hem Allah nezdinde hem de millet nezdinde er-geç hüsrana sürükleyecektir.
Allah’ın hükümlerine göre değil de nefislerin arzu ve isteklerine binaen
hazırladığınız demokratikleşme paketlerinin batıllığı konusunda itiraz etmeyeceğiniz
kuvvetle muhtemeldir. Mutlak İrade’siyle kâinata hükmeden Allah’a rağmen batıl
paketlerinizle başarıya ulaşabilmeniz imkânsıdır. Belki farkında değilsiniz ama
nefisleri kışkırtarak daha da azdırmakta, bitmek tükenmek bilmeyen arzuları
kamçılamaktasınız. Paketin içeriği değil hak mı batıl mı olduğuna bakarak
yargıya giderim. Azılı İslam ve insanlık düşmanı PKK’ya hoş görünmek maksadıyla
hazırlandığı iddia edilen söz konusu paketin batıl olup olmadığı önemlidir.
Batılı rehber edinmiş olan muhalefet partilerin eleştirileri, benim için
kulakların kapatılmasını zaruri kılan ulumalardır. Ancak azılı kâfir Öcalan’a
düşünülebilecek bir af ve sırf anadilde eğitim uğruna binlerce insanı katleden
şeytan tomurcuğu PKK’nın istekleri karşılanması durumunda, gerek malımla
gerekse canımla savaşabilmek için cephede ilk yer alacak biriyim. Evet,
lisanları Allah yarattı ve hiçbir rejim dilleri yasaklayamaz ve Kur’an’da da
böyle bir hüküm yoktur. Lakin dil için adam öldüremez ve katliamlara
girişemezsin. Atatürk, harf inkılâbıyla dilimizi değiştirdi diye tek bir
Müslüman isyana ve katliama kalkış mıydı? PKK, bir şeytandır ve isteklerini
karşılamaya kalkışırsan hem Allah’ını hem de milletini yitireceksin. Seni Kur’an’a
uymaya davet ediyorum. Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a davette bulunmuş ama
nefsi ağır bastığından davetimi kabul etmeyerek ölüme yakalanıverdi. Ne kadar
bocalama içindeysen de özün Müslüman olduğundan davetime sessiz kalmayacağını
umuyorum. Bu daveti ne Kılıçdaroğlu’na ne Bahçeli’ye ne de Öcalan’a yaparım.
Kur’an’a uy; bilmeyenlerin isteklerine uyarak hem dünyanı hem de ahiretini kaybetme.
Ecelini bilmiyor ve bir dakika sonra nasıl bir akıbete uğrayacağını
kestiremiyorsun. Rehber edindiğin batıllıktan kurtulabilmek için tövbe etme
zamanını dahi yakalayamayabilirsin. Kökü olmayan pis bir ağaçtan farksız
batıllıkla hedeflerine ulaşamazsın. Allah’a dayan güven, vekil ve destek olarak
Allah sana yeter! Eğer yapamıyorsan imanını yitirmiş demeksin!
“Allah'tan, geri çevrilmesi imkânsız bir gün
gelmezden önce, Rabbinize uyun. Çünkü o gün, hiçbiriniz sığınacak yer
bulamazsınız, itiraz da edemezsiniz.” Şura 47
“Rabbinizden size indirilene (Kur'an'a) uyun. O'nu bırakıp da
başka dostların peşlerinden gitmeyin. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!” A’raf 3
“Şüphesiz
bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi
Allah'ın yolundan ayırır. İşte sakınmanız için Allah size bunları emretti.” En’am 153
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder