O peşine takılarak
rehber hatta umut edindiğin hilkatteki eşlerinin yalancılıklarından kurtulabilirsiniz.
Peygamber
Efendimiz ashabı ile konuşurken bir Yahudi ona uğradı:
Yahudi
Peygamberimize şöyle dedi: “Ey Muhammed! İnsan neden yaratılır?” Bu suale karşılık
Peygamberimiz de: “Ey Yahudi! Yaratılan herkes erkeğin menisi ile kadının menisinden yaratılır. Erkeğin menisi kalın bir meni olup, kemikler ve sinirler ondadır. Kadının menisi ise ince bir meni olup, et ve kan ondadır.” diye buyurdu.
Peygamberimiz
şöyle
devam etti: “Meni
rahimde kırk gece kaldıktan sonra ruhu görevli melek tarafından kendisine üfürülür. Erkek
mi, dişi mi, mutlumu, mutsuz mu, ameli,
eseri, başından geçecek musibetler, eceli
ve rızkı yazılmış ve programlanmış bir şekilde sayfası dürülür ve kapatılır. Kaderine (o kitapta yazılanlara) hiçbir şey eklenmez ve hiçbir şey silinmez.”
Yine,
Peygamberimiz şöyle buyurmuş: Muhakkak sizden birinin, annesi karnında
yaratılışı
kırk
günde gerçekleşir. Sonra aynı sürede bir kan pıhtısı,
sonra aynı sürede bir çiğnem et olur. Sonra o
bir çiğnemlik
et parçası kemik olur. Kemiklere et giydirilir. Sonra
ona kemikleri, sinirleri ve damarları ile baş, el ve ayak sahibi bir şekil
verilir. Allah sonra ona melek vasıtasıyla ruhu üfürür. Ruhun programlanıp
önceden tayin edilmiş rızkı, eceli, ameli, mutlu mu yoksa mutsuz mu olacağı,
başından
geçecek olaylar, musibetler, kazalar yazılmış ve kaderi tespit edilmiştir.
Allah’tan
başka
ilah olmayana yemin ederim ki: Muhakkak sizden biri cennet ehlinin amelini işlerde,
cennet ile onun arasında ancak bir kulaç kala hakkında
yazılmış
olan kitap ona üstün gelirde, onun amelleri cehennem ehlinin amelleri ile
tamamlanır
ve o kişi
cehenneme girer.
Muhakkak
sizden biri cehennem ehlinin amellerini işlerde, cehennem ile onun arasında
bir kulaç kala, kitap onu geçer ve ameli cennet ehlinin ameli ile biter ve cennete
girer.
Bir kimse
hangi tarihte; hangi sene, ay, gün, saat ve dakikada, arz kürenin hangi noktasında;
hangi memleketin, hangi mahallesinin, hangi evinin, hangi odasının,
hangi köşesinde
ve hangi ananın rahminden ve ne suretle doğacağı
ve doğduğu
dakikadan itibaren, her an geçireceği olaylar, ne kadar yaşayacağı,
ömründe kaç nefes alıp vereceği, ciğerlerinin ne kadar hava teneffüs edeceği,
mide ve bağırsaklarının ne kadar gıda sarf edeceği,
santimine, milimetresine kadar ağzından ne kadar ve ne mahiyette sözler çıkaracağı,
kulağının
neler işiteceği,
gözlerinin neler göreceği, ellerinin neler yapacağı,
burnunun neler koklayacağı, ağzının neler tadacağı, kafasının
neler düşüneceği
eksiksiz olarak programlanmıştır. Mesela kişinin hangi kadın veya erkekle evleneceği
ve ne kadar çocuk sahibi olacağı, iyi veya kötü nefsi arzuları,
hangi mevkilere geleceği, ne kadar para kazanacağı,
hangi hastalıklara yakalanacağı, nerelere
seyahat edeceği, hangi araçları kullanacağı,
kimlerle tanışacağı, kavga ve münakaşa
edeceği
kişiler,
göreceği
felaketler ve savaşlar, hoşlanacağı ve seveceği kişiler, yere düşen bir yaprağı aldığı
an dahi olmak üzere yaşamın her zerresi orada yazılmıştır.
“Ey insanlar! Eğer yeniden dirilmekten şüphede iseniz, şunu
bilin ki, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan (aşılanmış yumurtadan), sonra uzuvları (önce) belirsiz, (sonra) belirlenmiş canlı et parçasından (uzuvları zamanla oluşan
ceninden) yarattık ki size (kudretimizi) gösterelim. Ve dilediğimizi, belirlenmiş
bir süreye kadar rahimlerde bekletiriz; sonra sizi bir bebek olarak dışarı
çıkarırız. Sonra güçlü çağınıza ulaşmanız için (sizi büyütürüz). İçinizden kimi vefat eder; yine içinizden
kimi de ömrün en verimsiz çağına kadar götürülür; ta ki bilen bir kimse
olduktan sonra bir şey bilmez hale gelsin. Sen, yeryüzünü de kupkuru ve ölü bir
halde görürsün; fakat biz, üzerine yağmur indirdiğimizde o, kıpırdanır, kabarır
ve her çeşitten (veya çiftten) iç
açıcı bitkiler verir. “ Hac 5
"Gökyüzüne ve târıka (sabahyıldızına) yemin ederim. Târıkın ne olduğunu nereden bileceksin? (O,
karanlığı) delen yıldızdır. Hiç kimse
yoktur ki üzerinde bir koruyucu, bir denetleyici bulunmasın.
İnsan neden yaratıldığına bir baksın!
Atılan bir sudan yaratıldı. (O su) sırt ile göğüs kafesi
arasından çıkar. İşte Allah (başlangıçta bu şekilde yarattığı) insanı tekrar yaratmaya da kadirdir.
Gizlenenlerin ortaya döküldüğü günde
insan için ne bir güç ne de bir yardımcı vardır.
Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan
yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir sözdür. O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar,
ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine
bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)." Tarık Süresi
“Gökte ve yerde göze görünmeyen hiçbir şey yoktur ki, apaçık
bir kitapta (levh-i mahfuzda) bulunmasın.” Neml 75
“De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim
mevlâmızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler.”
Tevbe 51
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder