Çırağan
Sarayı’nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı 5. Sağlık Bakanları Toplantısında
diyorsunuz ki; “Peygamberimiz,
merhamet peygamberidir, barışın timsalidir. Merhamet dini olan, sevgi dini
olan, vicdan dini, dayanışma dini, ilim dini olan İslam’ın, terörle, zulümle,
ölümle, cehaletle birlikte anılmasının önüne geçmek hepimizin boynunun
borcudur. Şimdi mücadele zamanıdır. Eğer bu mücadeleyi hemen vermeye başlamazsak yarın
hepimiz için daha karanlık olacaktır.”
Sözde İslam
adına yaptığınız açıklamada küfre, batıla, zulme, azgına, kötülüğe ve şeytana karşı
cihadı reddetmenizle ilgili size inen bir vahiy ve din getiren ortaklarınız mı
var ki, açıkça Allah’a kulluğu hâkim kılabilmek için canlarını veren cihad
ehlinin karanlık getireceğini iddia ediyorsunuz?
Sözleriniz
haçlı-siyonist güçlerden nasıl korktuğunuzu öyle kanıtlıyor ki, Allah’tan daha
fazla korku paranoyası içinde İslam adı altında başka bir itikada
yönlendirmenizi tetikliyor.
Düşünceleriniz
tamamen İslam, hak ve adalet düşmanı haçlı-siyonist güçleri kayırma ve
Müslümanların direnişlerini kırma amaçlı olup, bahsettiğiniz peygamber,
Müslümanların küfre karşı savaşmış, barış adına batıla asla boyun eğmemiş ve
İslam’ı egemen kılabilmek için mücadele vermiş Hz. Muhammed (sav) olmadığına
göre; kimdir?
İslam, Allah’ın
iradesine ve hükümlerine kayıtsız-şartsız teslimiyet olduğu tartışılmaz iken;
beşeri çıkarlarınız, arzu ve istekleriniz, haçlı-siyonist güdümünde verdiğiniz
fetvalar, Allah ve Resulünü tanımamazlık, hükümlerini takmamazlık ve apaçık bir
asilik değil midir?
Sizin dininize
göre; barış, sevgi, merhamet ve vicdan, kötülerle yani şeytanla uzlaşmak ve
işlediklerine razı olmak ise; neden PKK teröristleriyle savaşıyor, öldürüyor ve
güvenlik güçlerinizin öldürülmesine izin veriyorsunuz?
Sizin dininize
göre; beşeri menfaatleriniz için savaşmak ve öldürmek meşru da, Allah ve dini
için savaşmak ve öldürmek gayrimeşru mudur?
Siz insana, Allah
ve Resulünden çok daha düşkün, merhametli, adil ve vicdan sahibi misiniz ki,
Allah’ın savaşın ve öldürün emrettiğine ve Hz. Peygamberin katıldığı savaşlarda
bizzat öldürdüğü azgın küfür ehli lehine hümanist kesilerek öldürmeyin, cihad
etmeyin, merhametli ve vicdanlı olun çağrısına cüret edebiliyorsunuz?
Allah, birçok
ayetinde; “Müminleri bırakıp da kâfirlerle dayanışma
içinde olmayın, dostluk yapmayın, birlik olup Müslümanlara karşı savaşmayın,
arzularına uymayın, ittifak kurmayın” buyurduğu halde; cihada karşı yekvücut olduğunuz haçlı-siyonist koalisyon
ortaklarınızla sürdürdüğünüz birliktelik küfür ve Allah’a isyan değil midir?
İfade ettiğiniz
ilim ve karanlık, bana ünlü mason ve hümanist Lessing’in şu sözlerini
hatırlattı. "İnsanların olumlu bilim ve akıl ile aydınlatılmasıyla bir gün
dine gerekseme kalmayacaktır." Eğer
İslam ilmi, batıla esaret, tutsak
bir barış, suskunluk, diz çökmek, teslimiyet, ekonomi kalkınma ve zenginleşmek
ise, indirilen vahiyde ne öyle bir İslam ilmi var ne de peygamberin bir yaşamı
mevcuttur. Bu sebeple dininizin Allah ve Resulünün emrettiği İslam olmadığı
apaçık ortadadır.
Açıklamalarınızla
tıpkı yüzyılın münafığı F. Gülen misali; “Kur’an Müslümanlığı sapkınlıktır” küfrünü dolaylı
olarak savunuyorsunuz. Tıpkı cihad yerine ‘dini terör’ kelimesini kullanmanız
gibi! Gülen’de Müslüman kimliği taşımasına rağmen cihad karşıtı ve küfre karşı
savaşan mücahit düşmanı ve azgın kâfire çok sevgili bir dosttur.
Ne siz ne
partiniz ne de Müslüman olduğunu iddia eden hiç kimse, dünyada sahip
olduklarıyla övünmesin; çünkü ahiretteki karşılığı ebedi cehennemdir. Ama
terörist olmakla aşağıladığınız, yasaklar koyup sürek avı başlattığınız,
dışladığınız, öldürülmelerinden mutluluk duyduğunuz o cihad ehli var ya; iste
onların ahiretteki karşılığı ise ebedi cennettir.
Haçlı-siyonistlerin
düşmanlarını düşman edinen sizler, lafa gelince miting meydanlarında ve
ekranlarda katledilen Müslümanlar için ağıt yakar, taş üstünde taş
bırakmayacağınıza dair mangalda kül bırakmamacasına antlar içer ama ezeli ve
ebedi o düşmanlarla güçbirliği yaparsınız. İsrail, yıllarca Filistinli Müslümanları
çocuk-kadın demeden acımasızca katlederken, Mescid-i Aksa’yı işgal edip ibadete
yasaklarken; dünyanın her köşesinde Müslüman düşmanlığı esip katliamların ardı
arkası kesilmezken; neden sözde barış ve
insanlık adına koalisyon ortaklarınızla tek bir yaptırıma ve önlemeye
girişemiyorsuz? Ama sıra cihad ehline gelince öyle aslan ve kabadayı kesiliyorsunuz
ki, haçlı-siyonist dostlarınızdan “aferin” alabilmek ve
artıklarından yararlanabilmek için haçlıdan daha haçlı gibi şaha kalkışıyorsunuz.
Unutmayın ki, izzet, güç, şeref, rızık, destek ve yardım sadece Allah’ın
yanındadır; Allah düşmanlarının değil!
Siz cihada karşı
savaş açmakla, doğrudan Allah’a, Resulüne, Kur’an’a ve İslam’a savaş açmış
bulunmaktasınız. Belki inandığınız dinde meşrudur ama vahiyle gelen İslam’da
öyle bir küfürdür ki, vakit gelmeden tevbe ediniz ve öncesinde iman ettiğiniz
İslam’a dönünüz.
Müslümanların
akıl ve kalplerini karıştırarak, haçlı-siyonist güçlerin tahakkümü altında
yaşamlarını sürdürtmek gayesiyle hem kendinizi hem de sözlerinize itibar
edenleri perişan etmekten geri dönünüz. Ecdadınızla övünüyor ama ecdadınızın
Allah yolunda verdiği mücadeleyi teröristlikle özdeşleştiriyorsunuz; Müslüman
olmakla övünç duyduğunuzu haykırıyor ama Allah ve Resulüne meydan okuyorsunuz; inanıyor
ve ibadet ediyorsunuz ama kendi istek ve arzularınıza göre seçim hakkında
bulunuyorsunuz; Allah ve Hz. Muhammed diyorsunuz ama sözleriniz kulağınızı aşıp
kalbinize nüfuz ederek iman dönüştüremiyorsunuz; İslam diyorsunuz ama şeriata
başkaldırıyorsunuz; Allah’tan başka güç yoktur diyorsunuz ama
haçlı-siyonistlerden başka bir güç tanımıyorsunuz; sözde Müslümanları öldürdükleri
gerekçesiyle IŞİD cihad ehline savaş açıyorsunuz ama ecdadınız dâhil asıl
Müslümanları katledenlerle birlik olup ekonomi kazanç uğruna ihanette sınır
tanımıyorsunuz.
Bir bakın bakalım;
IŞİD mi Müslüman katletti; yoksa müdahale edemediğiniz ABD mi, Rusya mı, İsrail
mi, Fransa mı, İngiltere mi, Esed mi, İran mı, Çin mi?
Arkanızda
yığılan kalabalıkların sevinç gösterilerine ve tazimlerine güvenmeyin; hele
seçimleri kazanmış olmanızdan hiç gururlanmayın; haçlı-siyonistlerin
methiyelerine aldanmayın; dünya için yaptığınız kalkınmalara umut bağlamayın; nefsinizin
dolayısıyla şeytanın yaldızlı vesveselerine kanmayın; ayetleri eğip bükerek
kendinize başka bir din edinmeye kalkışmayın; Allah’a dini İslam’ı öğretmeye
çalışmayın!
Biliniz ki, Allah için; hak ve adalet için;
barış için; İslam için; Müslümanlar için; insanlık için; vicdan için; huzur ve
güven için; ahiret için ne siz ne de haçlı-siyonist dostlarınız cihad ehlini asla
bitiremeyecek; Allah adına verdikleri mücadele kıyamete dek sürecektir! Şehid
olabilmek için sıralarını bekleyen Allah’ın erlerini bir tahmin edebilseniz,
tüm silahlarınızı bir araya getirmiş olsanız dahi baş edebilmeniz mümkün
değildir. Ancak Allah’ı yok edebilirseniz galebe çalabilirsiniz!
“Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı
var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz
zalimlere can yakıcı bir azap vardır.” Şura 21
“De ki: Siz dininizi Allah'a mı
öğretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanları da bilir, yerde olanları da. Allah
her şeyi hakkıyla bilendir.” Hucurat 16
“Kendilerine, ellerinizi savaştan çekin,
namazı kılın ve zekâtı verin, denilen kimseleri görmedin mi? Sonra onlara savaş
farz kılınınca, içlerinden bir gurup hemen Allah'tan korkar gibi, hatta daha
fazla bir korku ile insanlardan korkmaya başladılar da "Rabbimiz! Savaşı
bize niçin yazdın! Bizi yakın bir süreye kadar ertelesen olmaz mıydı?"
dediler. Onlara de ki: "Dünya menfaati önemsizdir, Allah'tan korkanlar
için ahiret daha hayırlıdır ve size kıl payı kadar haksızlık edilmez." Nisa 77
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız,
kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada
uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah'tan,
Resulünden ve Allah yolunda cihad etmekten
daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar
topluluğunu hidayete erdirmez.” Tevbe 24
“Ey Peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihad et,
onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir
varış yeridir!” Tevbe 73
“Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah'ın
oluncaya kadar onlarla savaşın! Son verirlerse şüphesiz ki Allah onların
yaptıklarını çok iyi görür.” Enfal 39
“Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde
(hak) düzeni
bozmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi,
yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki
rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.” Maide 33
“Allah müminlerden, mallarını ve canlarını,
kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah
yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir.
Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış
olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.” Tevbe 111
“Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar
gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.” Furkan 44
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder