Yolunun İslam ve Müslüman millet dışı bir
çıkmaz olduğu aşikâr ise de, milliyetçilik manipülasyonlarınla Allah ve vatan
adına tutuşmuş Türk gençliğini kolayca aldatabileceğin zannıyla kükrüyor, CHP
safına çekmeye çalışıyorsun.
İslam ve Müslüman milletin ezeli düşmanı
CHP’nin sağ fraksiyonu olarak hedefin aynı olup, kurtperest bir Türk gençliği
inşa edebilmek için güttüğün politikanın tıpkı CHP’nin ataperestliği gibi
zafere ulaşabilmesi mümkün değildir. Oysa Türk genci Müslüman’dır; ne ecdadına
ne Allah için canlarını veren ülkücü geçmişine ne de vahye ihanet ederler!
Türkiye gibi şanı, itibarı, tarihi ve
yaptırımı tartışılmaz olan bir ülke için PKK’dan başka bir politika üretemeyen
düşüncenle milleti yönetmeye aday olman, gelişen dünyada Türkiye’nin sonunu
getirmektir. Ki, PKK politikan bile sırf seçmeni sömürmekten başka bir
samimiyet içermemektedir.
1999 seçimler öncesi Öcalan’ı asıp kesme
nutukları atmak suretiyle milleti inandırarak teveccüh göstermenle iktidar
ortaklığına taşınman akabinde ani değişerek meydanlarda attığın onca sözlerin
aksine Öcalan’ı idam ettirememiş, bir de özel bir ada tahsis ettirerek baş tacı
yapmıştın. Böylece Öcalan’ı bugünlere taşıyarak meşrulaştırmış ve devlet
karşısında muhatap alınmasına vesile olmuştun. Şimdi de kalkmış Başbakan
Erdoğan’ı ihanetle suçlayıp Öcalan ile vurmaya kalkışmakta, açtığın derin
yaraları kapatma siyasetine karşı çıkmak suretiyle hilelerle iktidara gelebilme
planları yapıyorsun.
Unutmamalısınız ki aynı argümanlarla sizi iktidara
getiren Müslüman Türk Milleti, idam ettiremediğin Öcalan’ı salıvermen için tekrar
iktidara taşıyabilmesi mümkün değildir. Her ne kadar bazı mahfiller milletimizi
aptal sansa da, milletimiz sizden çok daha muhakemeli, kandıracağınızı
sandığınız ve o günleri bilmeyen Müslüman Türk gençleri de araştırmaya meyillidir.
Neden ulusalcı ve Atatürkçü kesimlerin
alternatif olarak MHP’yi tercih etmeleri irdelendiğinde, dine ve vatana olan
hasımlığınızda anlaşılacaktır.
Milletin % 50 oyunu alarak savaş açtığın
Başbakan Erdoğan, sadece partisinin değil milletin iktidarıdır. Acaba “vur de vuralım öl de ölelim”
sloganlarınızla düşman saydığınız milletin % 50’sini kastetmediğinizi
söyleseniz de inandırıcı olamazsınız. Başbakan Erdoğan gökten zembille inerek
değil milletin oyuyla iktidara geldiğine göre; vurarak öldürmeyi düşündüğünüzün
sadece Ak Parti’nin olmayıp seçmeni olduğu da aşikârdır. Müslüman milleti
vurarak öldürmeyi düşünen bir sürüye halkın güvenebilmesi mümkün müdür?
Eğer nefsindeki yok edici hırsı birkaç
saniyelik alıkoyabilirseniz, haçlıların safında aldığınız yeri, geçici bir koltuk
uğruna yaptığınız tahribatı ve birlik düşmanlığınızı algılayabileceksiniz. Madem
amacınız vatan ve millet, haçlıların yanında olmak yerine iktidarın
yanlışlarını hediye ederek doğru yola çekebilirsiniz. Ama derdiniz vatan ve
millet değil, devleti yağmalayabilmektir.
Millet iktidarını devirebilmek için her
fırsatı kolluyor, kod adı Gezi Parkı olan haçlı organizasyonunu bile alttan alta
destekleyebildiniz. Öcalan, Atatürk ve Türk bayraklarını yan yana açanları Türk
Gençliği olarak sahipleniyor, Başbakan Erdoğan’ı PKK’nın devirebilmesi
durumunda neredeyse İmralı’ya giderek Öcalan’a sarılıverecek bir haletiruhiyedesiniz.
Ülkesini ve milletini nefsine peşkeş çekebilecek
kadar idrakten tamamen kopmuş biri olarak, Türkiye’ye düşmanlıkta CHP ve PKK ile
yarışabilmeniz ülkücülere apaçık bir ihanettir. Partisinin din, namus ve vatan aşkıyla
tutuşmuş imanlı ülkücülerin ülkemizi işgale çalışan haçlı çapulculara karşı Başbakan’a
destek olabilmek hasebiyle Sincan’daki vatan mitingine katılmalarına ağzınızdan
salyalar akıtarak duyduğuz şiddetli öfkenin amacı, pkk’lı teröristlerin işgal
edemedikleri vatanı haçlıların işgalinden kurtarma girişimleri değil de nedir? Yoksa
yurdun her bir tarafını işgale çalışan haçlı destekli Gezi Parkı çapulcularının
yanlarında olmaları mutlu olmanızı sağlardı? Ülkücüler; dine, vatana ve millete
karşı terörist solcularla ve pkk’lılarla savaşan yiğitler olmalarına rağmen, istiklalin,
hakkın ve adaletin yanında olmalarından duyduğunuz elem ve kederin anlamı,
haçlıya dönüşmenizden midir?
Sen kimsin Bahçeli? Müslüman ülkücü
kardeşlerimizi nereye götürmeye çalışıyorsun? Sırf koltuk sevdalığını yerine
getirmeleri için kullanmak istediğin ruhsuz bedenler mi olmalarını istiyorsun?
İman, millet ve vatan sevgilerinden arınarak sadece senin materyal ideolojine
bağlı köleler olmaları idealinde misin?
Müslüman
ecdadımızdan bugüne gelen ‘üç hilal’ senin değil ama kurperestlere özgü ‘bozkurt’,
zaten Müslümanların sahiplenemeyeceği bir teolojidir.
Müslüman Türk
milleti adına can veren ülkücüler, hiçbir dönemde kimsenin malı olmadıkları
gibi bugünde senin malın değillerdir. Din, vatan ve millet aleyhine gördükleri
her olaya müdahale edici saflarını belirler ve kimseden de emir almazlar. CHP
ve BDP ile aynı safta milletin temsilcisi Başbakan Erdoğan’a saldıran siz,
böylece pkk ile kimin ittifak içinde olduğunu da kanıtlamaktadır. Ki, ülkücülük
felsefesini yüreğinde taşıyan birinin siz fırsatçıların peşine takılabilmesi, ülkücülüğe
hıyanettir. Ülkücüler canlarını Bahçeli adına vermeyip; Allah, İslam, vatan ve
millet aşkına şehit düşmüşlerdir.
Ey Bahçeli! Gerek CHP gerekse BDP’nin
kimliği ve seçmenlerinin inançları belli olup, hedefleri ortadadır. Ama siz,
bir taraftan “ya Allah ya Bismillah; Allahuekber” sloganları atarken, diğer
taraftan o attığınız sloganların aksine hain bir politika içindesiniz.
Dolayısıyla münafık nasıl kâfirden nasıl yetmiş kez daha tehlikeli ise, siz de
CHP ve BDP’den çok daha tehlikelisiniz.
Ayrıca hatırlatmak isterim ki, “Ya Allah, Bismillah,
Allahuekber” tekbirleri müttefikiniz CHP ve BDP mitinglerinde değil,
Ak Parti mitinglerinde haykırılmaktadır. Sen nasıl olur da aynı dili ve imanı
paylaşan Müslüman Türk Gençliğini Başbakan Erdoğan’dan ayırabilirsin?
Öyleyse sen ve ekibin kimdir?
“Münafık, kâfirden yetmiş kez daha tehlikelidir.” Hz. Muhammed
(s.a.v)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder