22 Mayıs 2012 Salı

CHP ve BDP, Türkiye’yi eşcinselleştiriyor …


İnsanlığın insan olmayan numuneleri olan eşcinseller, toplumsal lanetin müsebbibidirler. Kendilerine insan muamelesi yapılıp dışlanmamaları ya da hak ettikleri cezaya çaptırılmamalarından yayılan sapıklık; ahlakı altüst etmekte, dolayısıyla Lût toplumunun uğradığı dehşete davetiye çıkarılmaktadır.

Peygamber efendimizin; “Lut kavminin yaptığı işi yapan bir kimseyi bulduğunuz zaman, yapanı da yaptıranı da öldürünüz" hadisiyle, tarihte yalnız tek bir ümmetin işleyip Allah’ın topyekûn helak kıldığı o ümmet adımını takip edenleri öldürmekle kalmayıp meyledenlerin caydırılabilmesi için yakılmaları, milletin mahvını engelleyecek yegâne tedbirdir. Lanetli sapıklara gösterilen müsamaha yüzünden bir toplumun yok olacak olmasının insani ve vicdani bir gerekçesi olabilir mi? Eğer sapıklık bir hürriyet ise; neden sapıklıktan çok daha masum suçlar hatta dini vecibelerini yerine getirenlere mahkûmiyet doğuruyor?

CHP, sapıklığa karşı “cinsel kimlik, mahalle baskısı ve ötekileştirme” gibi gerekçelerle savunma yapıp, sapıkların sosyal dışlanmalarına engel olmaya çalışırken; sırf turban yüzünden milyonlarca insanımızın kamu alanlarına girmelerini, eğitim ve çalışma haklarını yasaklayarak baskıyla ötekileştirebilmesi, Lut toplumuna özentisindendir. Din ve namus karşıtı ilkesiyle, CHP’nin amacı ahlaklı bir toplum inşa etmek değil, sapık bir millet oluşturmaktır.  

Eşcinsellik zina ya da hastalık değil, tamamen sapıklıktır. Sapıklığı suç saymayan ve insan hakkı addeden devletler, şüphesiz çeşitli azapları ve felaketleri peşinen kabul etmiş iktidarlar olarak, idaresi altındaki toplumların tartışılmaz düşmanlarıdır. İnsan görünümündeki sapıkları insan vasfında değerlendirmek, insanlığa yapılmış en korkunç ihanettir.

Homoseksüel, lezbiyen ve travesti gibi sapıklara duyulan şefkat, o toplumu sapıklığa götüren şeytani bir duygudur.

ABD Başkanı Obama’nın savaşla sindiremeyeceği Müslümanları ahlaken çökertebilmek için eşcinsellerin evliliğine sıcak baktığını açıklaması, öncelikle Müslüman Türkiye düşmanı CHP ve BDP kanadını umutlandırarak yasalaştırma yönünde adım atmaya cesaretlendirmiştir. CHP ve BDP’de tıpkı ABD gibi terörle sonuç alamayacağı gerçeği karşısında, çözümün ahlakı yok etmek olduğu taktiklerini uygulamaya koyulmuşlardır.  Halkını acımadan tepeleyen teröristlere sahip çıkanların ahlaksızlık ve sapıklıklarından tereddüt duyulabilir mi? 

Hıristiyan ve Yahudilerinde eşcinselliğe karşı tutumları ve geçmişte verdikleri ölüm cezaları baz alınırsa, Obama’nın eşcinsellerin evliliğiyle ilgili bir karar alabilmesi mümkün değildir. Tıpkı “soykırım” iddiasıyla Ermenilere verdiği sözü yerine getirememesi misali ancak politikacıya yakışır vaatlerle oy avcılığı ve Müslümanları ahlaken çöküntüye uğratma hedefi olduğu tartışılmazdır. Ermenilerden kaybettiği desteği eşcinsellerle doldurmaya çalışan Obama’ya Hıristiyan ve Yahudiler geçit vermeyecektir.  

Bu amaç o kadar somuttur ki, ABD’den sonra İsrail’de sapkın evliliği gündemine alarak, akılları karıştırma manipülasyonunu Müslüman ülkeler aleyhine mahirce kullanmaktadırlar. Çünkü bir toplumu yok etmenin yolu, akılları karıştırarak sapıklığı meşrulaştırmaktır.

Afrika’da onmilyonların ve dünyada yüzbinlerin canını aldığı AIDS, sadece ve sadece homoseksüellikten bulaşan ve tedavisi olmayıp iğrenç ilişkiden yayılan öldürücü bir hastalık olmasına rağmen legalleştirilmeye çalışılması, kıyametin bir gerekçisidir.

AIDS salgının can almasıyla homoseksüelliğe karşı ağır yaptırımlar getirmesi gereken iktidarlar, hastalığın önünü alabilmek için “güvenli seks” kampanyalarıyla prezervatif kullanılmasını özendirerek, lanetin dünyanın dört bir yanına yayılmasını azmettirdiler. Neden homoseksüelliği yasaklamayıp sorunu kökten çözmeye yanaşmayıp prezervatiflerle sözde tedbir alabilecekleri yolunu seçmeleri ise, homoseksüellerin güçlerindendir. 

İslam öncesi Türkler, eşcinselliğin dünyanın sonunun geldiğini gösteren bir alamet olarak görürlerdi. Eşcinselliğin kaos ve kıyamet dönemlerinin belirtisi sayan Türkler, homoseksüelleri halka açık bir alanda kazıklar sokarak cezalandırır ve cesetlerini vahşi hayvanların önüne atarlardı.
Ancak İslam sonrası yani günümüz Türkleri, sanki dinleri helal kılmış gibi eşcinselliği bir insan hakkı olarak savunabilmekte ve saygı duyabilmektedirler.    

Ateist Küba’da dahi eşcinsellik cezası hapis ise, dini değerleri olan toplumların eşcinselliği normal karşılayabilmeleri, ne anlama geliyor?   

Hayvanlardan daha aşağı gafil olan sapık eşcinselleri modacı, dansçı, sanatçı, şarkıcı, oyuncu, gazeteci ve programcı gibi konumlarıyla halka dayatılarak, toplumlar zehirlenilmektedir. Ahlakı çökerten, cinsler arası ilişkiyi yıkıma uğratarak sevgi ve saygıyı tarumar eden Lut toplumunun varisleri, tıpkı ecdatları gibi kadınları reddettirip erkeklerin peşine düşürecek propagandalarını sürdürmektedirler. Ayrıca biseksüeller, cinsel yönelimi hem kendi cinsine hem de karşı cinse dönük olduğundan, homoseksüeller gibi kendilerini belli etmemelerinin kamuflajıyla çok daha tehlikelidirler. İlişkilerinde kadınlara da yer vererek ağına düşürdükleri insanları, zaman içinde homoluğa dönüştürmektedirler.

Hud Süresinde; Hz. Lut Peygamberin ziyaretine gelen iki melek, kâfir karısının ihbarıyla haberdar olan homoseksüel halkça nasıl arzulandıkları bir ibret vesilesidir. Hz. Lut’un evinin kapısına dayanarak melekleri kendilerine vermelerini isteyen azgın halk, Hz. Lut’un kızlarını teklif etmelerine rağmen kabul etmemişler ve erkek olmalarından misafir melekler konusunda ısrarlarını sürdürmüşlerdi. Peki, sonuç ne olmuştu? Sabaha karşı ansızın yerle bir olmuşlar ve geriye tek biri kalmamıştı.

“Lut'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lut): "Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla evlenin); sizin için onlar daha temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!" dedi.” Hud 78

(Lut:) Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığınabilseydim! dedi.” Hud 80

“(Melekler) dediler ki: Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vadolunan (helak) zamanı, sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?” Hud 81

Dolayısıyla eşcinsel sapıklara insanlık ya da şöhret adına gösterilen ilgi, alaka, sevgi ve saygı; o yok edici azabın yakınlaştığına bir delalettir. Bir gün, homoseksüellerin kapılarınıza dayanarak kocanız veya oğlunuzla ilişkiye girme taleplerine mutlu mu olacaksınız? Yoksa şarkıcı Bülent Ersoy gibi transseksüel ve piyanist Fazıl Say gibi biseksüel sapık benzerleri kapınızı çalıp oğlunuzla beraber olmak istediklerinde zil çalıp oynayacak mısınız? Sokakta fahişelik yapan eşcinseller ile transseksüel Bülent Ersoy ve biseksüel Fazıl Say’ların sapıklık temelinde bir farkları var mı? Biri sıradan diğeri ünlü!

Özellikle şöhretli pisliklere duyulan tazim, ahlak adına en sinsi tehlikedir. Eşcinsellerin konumları, ünleri ve sanatları ne olursa olsun insan olmadıklarını ve yaşadığınız toplum için dehşetsi bir akıbet arz ettikleri bilinciyle aşağılayın ki, elem verici azaptan sakının.  

Eşcinsel dernekleri derhal kapatılmalı, toplum dışına sürülerek etraflarına duvar çekilip “tehlikeli-yasak bölge” uyarılarıyla tecrit edilmelidirler. Rehabilitasyon akabinde tövbe edip insanlığa geçiş yapanlar serbest bırakılmalı; iflah olmayanlar, Peygamberimizin hükmü gereği öldürülmelidirler.

“Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz azgın bir milletsiniz.” A’raf 81

“Azgınların barınacağı yer cehennemdir. Orada çağlar boyu kalacaklardır.” Nebe 22-23

Lezbiyen, Homoseksüel, Biseksüel, Travesti ve Transeksüeller’e karşı millet olarak ahlak muharebesi vermeli, ünlerinin etkisinde kalmayarak neslinizi sapıklaştırmayın. Unutmayın ki en korkunç tehlike, eşcinselliktir...

Lut milletinin akıbeti pek uzak değildir…  

Hiç yorum yok: