İnsanlığın insan olmayan numuneleri olan
eşcinseller, toplumsal lanetin müsebbibidirler. Kendilerine insan muamelesi
yapılıp dışlanmamaları ya da hak ettikleri cezaya çaptırılmamalarından yayılan
sapıklık; ahlakı altüst etmekte, dolayısıyla Lût
toplumunun uğradığı dehşete davetiye çıkarılmaktadır.
Peygamber
efendimizin; “Lut
kavminin yaptığı işi yapan bir kimseyi bulduğunuz zaman, yapanı da yaptıranı da
öldürünüz" hadisiyle, tarihte yalnız tek bir ümmetin işleyip
Allah’ın topyekûn helak kıldığı o ümmet adımını takip edenleri öldürmekle
kalmayıp meyledenlerin caydırılabilmesi için yakılmaları, milletin mahvını
engelleyecek yegâne tedbirdir. Lanetli sapıklara gösterilen müsamaha yüzünden
bir toplumun yok olacak olmasının insani ve vicdani bir gerekçesi olabilir mi?
Eğer sapıklık bir hürriyet ise; neden sapıklıktan çok daha masum suçlar hatta
dini vecibelerini yerine getirenlere mahkûmiyet doğuruyor?
CHP, sapıklığa karşı “cinsel kimlik,
mahalle baskısı ve ötekileştirme” gibi gerekçelerle savunma yapıp, sapıkların
sosyal dışlanmalarına engel olmaya çalışırken; sırf turban yüzünden milyonlarca
insanımızın kamu alanlarına girmelerini, eğitim ve çalışma haklarını
yasaklayarak baskıyla ötekileştirebilmesi, Lut toplumuna özentisindendir. Din ve namus karşıtı ilkesiyle, CHP’nin amacı ahlaklı bir toplum inşa etmek
değil, sapık bir millet oluşturmaktır.
Eşcinsellik
zina ya da hastalık değil, tamamen sapıklıktır. Sapıklığı suç saymayan ve insan
hakkı addeden devletler, şüphesiz çeşitli azapları ve felaketleri peşinen kabul
etmiş iktidarlar olarak, idaresi altındaki toplumların tartışılmaz düşmanlarıdır.
İnsan görünümündeki sapıkları insan vasfında değerlendirmek, insanlığa yapılmış
en korkunç ihanettir.
Homoseksüel,
lezbiyen ve travesti gibi sapıklara duyulan şefkat, o toplumu sapıklığa götüren
şeytani bir duygudur.
ABD Başkanı
Obama’nın savaşla sindiremeyeceği Müslümanları ahlaken çökertebilmek için
eşcinsellerin evliliğine sıcak baktığını açıklaması, öncelikle Müslüman Türkiye
düşmanı CHP ve BDP kanadını umutlandırarak yasalaştırma yönünde adım atmaya
cesaretlendirmiştir. CHP ve BDP’de tıpkı ABD gibi terörle sonuç alamayacağı
gerçeği karşısında, çözümün ahlakı yok etmek olduğu taktiklerini uygulamaya
koyulmuşlardır. Halkını acımadan
tepeleyen teröristlere sahip çıkanların ahlaksızlık ve sapıklıklarından
tereddüt duyulabilir mi?
Hıristiyan ve
Yahudilerinde eşcinselliğe karşı tutumları ve geçmişte verdikleri ölüm cezaları
baz alınırsa, Obama’nın eşcinsellerin evliliğiyle ilgili bir karar alabilmesi
mümkün değildir. Tıpkı “soykırım” iddiasıyla Ermenilere verdiği sözü yerine
getirememesi misali ancak politikacıya yakışır vaatlerle oy avcılığı ve
Müslümanları ahlaken çöküntüye uğratma hedefi olduğu tartışılmazdır.
Ermenilerden kaybettiği desteği eşcinsellerle doldurmaya çalışan Obama’ya
Hıristiyan ve Yahudiler geçit vermeyecektir.
Bu amaç o kadar
somuttur ki, ABD’den sonra İsrail’de sapkın evliliği gündemine alarak, akılları
karıştırma manipülasyonunu Müslüman ülkeler aleyhine mahirce kullanmaktadırlar.
Çünkü bir toplumu yok etmenin yolu, akılları karıştırarak sapıklığı
meşrulaştırmaktır.
Afrika’da
onmilyonların ve dünyada yüzbinlerin canını aldığı AIDS, sadece ve sadece
homoseksüellikten bulaşan ve tedavisi olmayıp iğrenç ilişkiden yayılan öldürücü
bir hastalık olmasına rağmen legalleştirilmeye çalışılması, kıyametin bir
gerekçisidir.
AIDS salgının
can almasıyla homoseksüelliğe karşı ağır yaptırımlar getirmesi gereken
iktidarlar, hastalığın önünü alabilmek için “güvenli seks” kampanyalarıyla
prezervatif kullanılmasını özendirerek, lanetin dünyanın dört bir yanına
yayılmasını azmettirdiler. Neden homoseksüelliği yasaklamayıp sorunu kökten
çözmeye yanaşmayıp prezervatiflerle sözde tedbir alabilecekleri yolunu
seçmeleri ise, homoseksüellerin güçlerindendir.
İslam öncesi
Türkler, eşcinselliğin dünyanın sonunun geldiğini gösteren bir alamet olarak görürlerdi.
Eşcinselliğin kaos ve kıyamet dönemlerinin belirtisi sayan Türkler,
homoseksüelleri halka açık bir alanda kazıklar sokarak cezalandırır ve cesetlerini
vahşi hayvanların önüne atarlardı.
Ancak İslam
sonrası yani günümüz Türkleri, sanki dinleri helal kılmış gibi eşcinselliği bir
insan hakkı olarak savunabilmekte ve saygı duyabilmektedirler.
Ateist Küba’da
dahi eşcinsellik cezası hapis ise, dini değerleri olan toplumların eşcinselliği
normal karşılayabilmeleri, ne anlama geliyor?
Hayvanlardan
daha aşağı gafil olan sapık eşcinselleri modacı, dansçı, sanatçı, şarkıcı,
oyuncu, gazeteci ve programcı gibi konumlarıyla halka dayatılarak, toplumlar
zehirlenilmektedir. Ahlakı çökerten, cinsler arası ilişkiyi yıkıma uğratarak
sevgi ve saygıyı tarumar eden Lut toplumunun varisleri, tıpkı ecdatları gibi
kadınları reddettirip erkeklerin peşine düşürecek propagandalarını
sürdürmektedirler. Ayrıca biseksüeller, cinsel yönelimi hem kendi cinsine hem
de karşı cinse dönük olduğundan, homoseksüeller gibi kendilerini belli
etmemelerinin kamuflajıyla çok daha tehlikelidirler. İlişkilerinde kadınlara da
yer vererek ağına düşürdükleri insanları, zaman içinde homoluğa
dönüştürmektedirler.
Hud Süresinde;
Hz. Lut Peygamberin ziyaretine gelen iki melek, kâfir karısının ihbarıyla
haberdar olan homoseksüel halkça nasıl arzulandıkları bir ibret vesilesidir.
Hz. Lut’un evinin kapısına dayanarak melekleri kendilerine vermelerini isteyen
azgın halk, Hz. Lut’un kızlarını teklif etmelerine rağmen kabul etmemişler ve erkek
olmalarından misafir melekler konusunda ısrarlarını sürdürmüşlerdi. Peki, sonuç
ne olmuştu? Sabaha karşı ansızın yerle bir olmuşlar ve geriye tek biri
kalmamıştı.
“Lut'un kavmi, koşarak onun yanına geldiler.
Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. (Lut): "Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır (onlarla
evlenin); sizin için onlar daha
temizdir. Allah'tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin!
İçinizde aklı başında bir adam yok mu!" dedi.” Hud 78
“(Lut:)
Keşke benim size karşı (koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye
sığınabilseydim! dedi.” Hud 80
“(Melekler) dediler ki: Ey Lut! Biz Rabbinin
elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle (yola
çıkıp) yürü. Karından başka sizden
hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan (azap) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara
vadolunan (helak) zamanı, sabah
vaktidir. Sabah yakın değil mi?” Hud 81
Dolayısıyla
eşcinsel sapıklara insanlık ya da şöhret adına gösterilen ilgi, alaka, sevgi ve
saygı; o yok edici azabın yakınlaştığına bir delalettir. Bir gün,
homoseksüellerin kapılarınıza dayanarak kocanız veya oğlunuzla ilişkiye girme
taleplerine mutlu mu olacaksınız? Yoksa şarkıcı Bülent Ersoy gibi transseksüel ve piyanist
Fazıl Say gibi biseksüel sapık benzerleri kapınızı çalıp oğlunuzla beraber
olmak istediklerinde zil çalıp oynayacak mısınız? Sokakta fahişelik yapan eşcinseller ile
transseksüel Bülent Ersoy ve biseksüel Fazıl Say’ların sapıklık temelinde bir
farkları var mı? Biri sıradan diğeri ünlü!
Özellikle şöhretli pisliklere duyulan
tazim, ahlak adına en sinsi tehlikedir. Eşcinsellerin
konumları, ünleri ve sanatları ne olursa olsun insan olmadıklarını ve
yaşadığınız toplum için dehşetsi bir akıbet arz ettikleri bilinciyle aşağılayın
ki, elem verici azaptan sakının.
Eşcinsel
dernekleri derhal kapatılmalı, toplum dışına sürülerek etraflarına duvar
çekilip “tehlikeli-yasak bölge”
uyarılarıyla tecrit edilmelidirler. Rehabilitasyon akabinde tövbe edip
insanlığa geçiş yapanlar serbest bırakılmalı; iflah olmayanlar, Peygamberimizin
hükmü gereği öldürülmelidirler.
“Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları
bırakıp da şehvetle erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz azgın bir
milletsiniz.” A’raf 81
“Azgınların barınacağı yer cehennemdir.
Orada çağlar boyu kalacaklardır.” Nebe 22-23
Lezbiyen, Homoseksüel, Biseksüel, Travesti ve
Transeksüeller’e karşı millet olarak ahlak muharebesi vermeli, ünlerinin
etkisinde kalmayarak neslinizi sapıklaştırmayın. Unutmayın ki en korkunç tehlike, eşcinselliktir...
Lut milletinin akıbeti pek uzak değildir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder