Referandum
sonucuyla birlikte şerefsizliğin, kahpeliğin, nankörlüğün, hainliğin, teröristliğin
ve ihanetin dibini gördük.
15 Temmuz darbe
girişimiyle ilgili şehit düşürülen, katledilen ve gaza üzerinde yaralananların
biyografilerine şahit olduğumda aklıma sürekli takılan soru; neden bir CHP’li,
HDP’li, Kemalist ve solcuların darbe püskürtmede yer almamalarıydı.
Öyle ya, vatan ve millet
herkesin ise onlar neredeydiler? Birlik ve beraberlik ülkenin vazgeçilmez bir
olgusu ise, neden cephede değillerdi? Halk silahlı bir işgale uğrayıp
acımasızca kırılırken, düşmanları desteklercesine sessiz kalışlarının ve
doğrudan ya da dolaylı olarak arkalarında oluşlarının anlamı neydi?
Böylelikle onların
referandum oylamasıyla Müslüman Türk Milleti aleyhine ‘hayır’ demek suretiyle
ortaya çıkmaları, her ne kadar hainliklerini belgeleyen tartışılmaz bir kanıt
ise de, demokrasi safsatalarıyla ihanetlerinin örtbas edilebilmesi mümkün
değildir.
Tıpkı polisin
aradıkları suçluları sandık başlarında yakalamaları gibi, onlarda sandıkta kullandıkları ‘hayır’
oylarıyla yakalanmışlar ve neredeyse nüfusun yarısının hain olduğu kayıt altına
alınabilmiştir.
Gerek yurt dışında
gerekse yurt içinde yaşayan vatandaşların ‘hayır’ saflarında birleşerek
haçlı-siyonist cephesinde Türkiye’ye karşı şer ittifakı oluşturmaları rüyada
görülen bir kâbus değil, yaşanılan gerçeğin ta kendisidir.
Hiçbir ülke, hainliği
meslek edinmiş böylesi vatandaş çoğunluğuna sahip olmasa da, Türkiye’deki
şerefsizlerin ürküterek umutları kıramaması nedendir biliyor musunuz; tek bir
iman sahibi vatandaşın dahi tümüne bedel olabileceği gerçeğindendir.
Türkiye’de yapılan
referandum oylamasının amacı herhangi bir kişiyi, partiyi ve adaletsiz rejimi
iktidara taşımak değil, haçlı-siyonist küffarına karşı galebe çalabilmek
içindi. Her ne kadar lehte bir üstünlük sağlanabilmiş ise de, ülke yarısının
küffar safında yer alabilmesi fevkalade düşündürücüdür ama hak her zaman batıla
üstün gelebilecek bir kuvvettedir.
Referandum seçimiyle
ilgili haçlı-siyonist tutsaklığından kurtulacak olan Müslüman Türk Milleti’nin
aklını karıştırmaya çalışan dış güçler ne kadar havlamış olsalar da, tetikçileri
CHP ve koalisyonunun ısırmaları alçak bekalarına fayda getirmemiş; dolayısıyla CHP
statükosunun çöküşü dahi yeter bir müjde olabilmiştir.
Ya
çekimser kalarak ya da ‘hayır’ diyerek haçlı-siyonist belasını kabullenmek
suretiyle vurulan zincirlere razı gelen hainler, Müslüman Türklerin tarihlerini
okuduklarında Allah için şehid olmaya severek hazır olduklarını ancak teslim
olmayacaklarını öğrenirler.
Söz
ve kararın beşerde değil Allah’ta olduğuna iman etmiş Müslüman Türk Milleti’ne
verilen mesaj odur ki, her iki kişiden birinin hain olduğu Türkiye’de daha dik
durulmasını; Allah için hiçbir küffardan korkulmayarak ve nefsi bir çıkar
gözetilmeyerek hak ve adaletten asla geri adım atılmamasını; hakkın çizdiği
yoldan sapılarak batıla meyledilmemesini; azgınlara Kur’an’ın hükmettiği
cezalarla yanıt verilmesini; şerefsizi namuslu yaparcasına dost edinilmemesini;
saygı duyulmamasını; iman ile küfür ehlinin harmanlaştırılmamasını ve sapkınların
doğru yola gelebilirler düşüncesiyle yontulurcasına savunulmamasıdır.
“Kâfirlere ve münafıklara
boyun eğme. Onların eziyetlerine
aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.”
Ahzab 48
“De ki: Allah'ı bırakıp da
bize fayda veya zarar veremeyecek olan şeylere mi tapalım? Allah bizi doğru
yola ilettikten sonra şeytanların saptırıp şaşkın olarak çöle düşürmek
istedikleri, arkadaşlarının ise: «Bize gel!» diye doğru yola çağırdıkları
şaşkın kimse gibi gerisin geri(inkârcılığa) mı döndürüleceğiz? De ki: Allah'ın hidayeti doğru yolun ta kendisidir.
Bize âlemlerin Rabbine teslim olmamız emredilmiştir. “
Enam 71
“Eğer Allah, insanları
zulümleri yüzünden cezalandıracak olsaydı, orada hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat
onları takdir edilen bir müddete kadar erteliyor. Ecelleri geldiği zaman onlar
ne bir saat geri kalabilirler ne de öne geçebilirler.”
Nahl 61
“Kendilerine hıyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez.”
Nisa 107
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder