Bu gerçeği bilen devlet, hem kendine hem milletine hem
de adalete ihanet ederek yalan
söylüyor; manipülasyon yapıyor; gerçekleri gizliyor ve ABD güdümünde yürüttüğü
soruşturmalarda gerek Diyarbakır gerek Suruç gerekse Ankara’daki saldırıların tek
ve tartışmasız failin PKK/HDP olduğunu örtbas maksadıyla IŞİD’i de katarak,
dolaylı bir aklamaya yelteniyor.
Ki, Suruç’taki saldırının PKK/HDP tarafından organize
edilip yapıldığını PKK’lı üst düzey bir terörist itirafıyla deşifre olduğu
apaçık bir kanıttır.
IŞİD’i idrak edememiş yahut haçlılarca idrak
edilememesi için düzülen hileli yönlendirmeler, muhakeme yetisi olanları her ne
kadar etkilemese de, çoğulcu yığınlara tesir edebilmektedir.
IŞİD, batıla karşı sağlam zeminde kurmaya çalıştığı
İslam Devleti’nin öncelikli hedefi, haçlılarla işbirliği içindeki münafık yani
Müslüman kimlikli hainleri ortadan kaldırabilme amacıyla bölgesindeki işbirlikçileri
temizlemektir. Bu sebeple sözde Müslümanları cezalandırması, münafık cami
cemaatini bombalaması, tamamen batıl olan türbeleri yıkması ve haçlı çıkarına
mücadele eden sözde Müslüman kimlikli gruplarla savaşması malumdur.
Çünkü Allah Resulünün de buyurduğu üzere; “Münafık, kâfirden
yetmiş kez daha tehlikelidir.”
IŞİD’in Türkiye’de yapmayı düşüneceği bir saldırının
PKK/HDP hedeflerine değil, doğrudan esas düşman gördüğü AKP’den başkasına
olamayacağı gayet açıktır. Diğer bir ifadeyle PKK/HDP’nin düzenlediği
mitingleri değil, AKP mitinglerini hedef alır ve anında da üstlenir. Neden diye
sorulacak olursa; AKP’nin İslam imajı, kimilerini IŞİD-AKP bağının olabileceği
ihtimalini doğursa da, IŞİD nezdinde AKP, şeriata düşman, haçlı-siyonistlere
dost ve müttefik olarak küfür koalisyon içinde yer almış olmasından Irak ve
Suriye’de izlediği stratejiye binaen bir düşmandır ve öncelikli savaşılması
gereken bir haindir!
Lakin IŞİD’in henüz uluslararası operasyonları erken
bulmasından ötürü tüm gücünü ve enerjisini tumturaklı bir İslam Devleti kurmaya
ayırmış, dolayısıyla sadece Türkiye’de değil tüm dünya ülkelerinde herhangi bir
eylem planı içinde değildir. Meydana gelen saldırılarında, IŞİD’den bağımsız
sempatizanların yaptığı yahut IŞİD namını kullanan terör ve istihbarat
örgütlerince düzenlendiği aşikârdır. Çünkü sadece Müslümanların değil,
sömürgeci barbarlara karşı hak ve adalet arayışında olan insanlarında katılımlarını
engelleyebilmek maksadıyla propagandalarla ve getirdiği yasaklarla yetinmeyen
batıl güçler, sansasyonel terörist eylemlerle de IŞİD’i basite indirgeyerek hak
davasını terörizmle özdeşleştirebilme çabası içinde “insanlık ve İslam karşıtı”
olarak karalamaya çalışmaktadırlar.
IŞİD’i dikkatle okuyabilen bilir ki, hedefi batıl
rejimlerdir yoksa PKK/HDP gibi terörist çapulcuların düzenledikleri mitingler
değil!
Hem Suruç hem de Ankara’daki saldırıların failleri
olarak “Alagöz kardeşler”in IŞİD
değil PKK/HDP’li oldukları, Suruç katliamının PKK/HDP tarafından gerçekleştirildiğini
itiraf eden PKK’lılarca kesinlik kazanmıştır.
Söz konusu saldırılarla ilgili hazırlanan planlar, öyle
birkaç günlük değil, uzun zaman önce hazırlanmış organizeler olmakla birlikte; intihar
eylemcilerinin de öncesinde IŞİD’li oldukları istihbarat bilgilerinin
sağlanması akabinde ortaya çıkarılan faillerdir. İnandırıcı olabilmesi ve her
türlü şüphenin ortadan kalkabilmesi için öyle bir senaryo hazırlanılıyor ki, düşünce,
davranış ve telefon konuşmaları dahil ana, baba, kardeş ve arkadaşlarına bile
senaryoda yer verilmektedir. Böylece IŞİD’li oldukları algısının iyice yerleştirilmesi
ardından gerçekleştirilen eylemlerin failleri tereddütsüz IŞİD olabilmektedir.
Nasıl ki, I. Dünya savaşının ünlü casusu Lawrence, Kâbe’de
imamlık yapabilecek kadar takva bir âlim seviyesine ulaştırılıp Arapları, Osmanlı
ile savaştırabilecek düzeyde ikna edebildi ise, aynı güçler PKK/HDP’li
iblisleri de IŞİD kamuflajıyla Türkiye’de toplumsal katliamlar
yaptırabilmektedirler. PKK/HDP, devlete karşı sürdürdüğü terörde asker ve polis
cinayetlerini üstleniyor ama sivil katliamlarını destek yitirecekleri
kaygısıyla IŞİD’e yüklüyor!
İstihbarat güçlerimiz ya bu gerçeği çözemiyor ya da bildikleri
halde haçlı-siyonist güçlerin dayatmalarından dolayı gizleyerek, PKK/HDP’ye hem
sosyal hem de siyasi kazanım elde ettirerek, mağduriyet payeleriyle
ödüllendiriyorlar.
Asıl en trajikomik olan ise, PKK/HDP’nin IŞİD’le birlikte
terör eylemi gerçekleştirdiği iddiasıdır ki, tamamen PKK/HDP’yi mağdur duruma
düşüren ve yarar sağlayan eylemlerde, IŞİD’in çıkarı nedir? Ki, dünya
menfaatlerine tamamen sırt çevirip sadece Allah’ın rızasına odaklanmış IŞİD,
azılı iblis PKK/HDP ile ortak bir paydada buluşabilir mi? Eğer Türkiye’ye zarar
verme gibi sığ bir evham ise, tüm dünya ile savaşan IŞİD, sıradan terör eylemleriyle
mi Türkiye’ye zarar verme maksatlı azılı düşmanı PKK/HDP ile ittifak kurabilecek?
“Bugün aklın var bir şey bildiğin yok; yarın akılsız neyi
bileceksin.” Ömer Hayyam
“Şeytan sizden pek çok milleti kandırıp saptırdı. Hala akıl
erdiremiyor musunuz?” Yasin
62
“Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah'ı ve müminleri aldatırlar. Hâlbuki
onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.” Bakara 9
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder