Diriyken
yolunda can veren ölülerine, “Apo rahmet etsin” duasında bulunan PKK/HDP’liler
öyle insan olmayan insan numuneleridir ki, bir kısmı ateist olmasına rağmen
büyük bir kısmı Allah’a inandıklarını iddia etseler de Apo adlı bir iblise iman
etmiş olmalarının sapkınlığı içindedirler.
Tüm haksızlık ve adaletsizlikler yalnızca
kendilerine yapılıyormuş gibi kapıldıkları aşağılık kompleksinden yaratıcı
Allah yerine Apo’ya kurtarıcı olarak meyletmeleri öyle bir düşmanlık doğurdu
ki, aynı vatanda birlikte yaşadıkları Türklerden daha aşağı hissetmeleri
karmaşasından zillete duçar oldular. Nasıl ki her Müslüman Türkü aleyhlerine
potansiyel bir düşman algılıyorlar ise, sabırları tükenen Türklerde her Kürdü
potansiyel bir terörist olarak algılamaya başlamıştır.
Kökenleri itibariyle sürekli kendilerini
ispat edebilme çabasıyla asilikte sınır tanımamakta ve vahşilikte hayvanlarla
yarışabilmektedirler. Özgüven
eksikliklerinden Kürt saplantısı öyle bozulmalarına sebep olmuş ki, korkunç
yaratıklar zümresine ilhak olmuşlardır.
Her
ne kadar öncesinde İslam’la şereflenerek Müslümanlık izzet ve itibarına
kavuşmuşlar ise de, Kürtlük saplantıları İslam’dan koparıp Apoizm’e yöneltmiştir.
Apoizm’in tanrısı Apo; “Allah ile girdiği savaşı kazandığını ve yarı tanrı
olarak savaştan çıktığı” hezeyanında bulunabilen manyak bir
iblistir. Dolayısıyla PKK/HDP’li Kürtlerin tamamı şeytana tapan satanistlerden
farksız Apoistlerdir.
Şeytan,
nasıl ki ateşten yaratıldığını gerekçe göstererek topraktan yaratılan insana
karşı üstün olduğu iddiasında bulunmasının bedelini ebedi lanete çarpılarak
ödemiş ise, PKK/HDP’li Kürtlerde aynı akıbete uğramışlardır.
Aşağılık
komplekslerini aşabilmek için kendilerini ezeli düşman saydıkları Müslüman
Türklerden üstün görme kompleksleriyle teröre başvurarak yücelebilecekleri
karmaşası taşımaları sorunun esasıdır. Devletten ve toplumdan dışlanarak
soyutlandıkları paranoyaları, neden canavarlaşabildiklerini ortaya koymaktadır.
Dolayısıyla kalplerinde iblissi hastalık bulunmalarından hiçbir hoşgörü,
insanlık ve kardeşlik teması fayda vermemekte; sürekli üstün duruma geçme,
sahip olma ve ezme gibi benlik güdüleri kin, nefret ve düşmanlıkla
özdeşleşmelerini doğurmuştur.
Özellikle
Müslüman Türkleri vurgulamamdaki amaç, zaten Müslüman olmayan “ateist, solcu, komünist, fasık, münafık, seküler
ve laik” haçlı Türklerin saflarında bulunmalarındandır. Bu sebeple vahye
iman etmiş Müslüman Türkler, ezeli ve ebedi düşmanlarıdır.
Şeytanın
nasıl doğru yola girebilmesi mümkün değil ise, kalplerinde şeytanda olan kibir
hastalığından ötürü PKK/HDP’nin de iflahı imkânsızdır. Kendilerine hiçbir
tedavinin fayda sağlayabilmesi; bin yıldır süren dostluk, akrabalık, güleryüz,
birlik, paylaşım, eşitlik ve iyi niyetinde yarar getirmediği ortada olup, artık
hiçbir arayış çözüm getiremez.
Daha
çözüm süreci adı altında başlatılan ihanetsi görüşmelere ne kadar yüksek sesle
karşı çıkıp, “şeytanla işbirliği ve barış
yapmanın ilk kuralı, ‘yapma’ ve Müslüman Kürtleri de iblise kaptıracaksın” çırpınışında
bulunsak da, kendilerini yaratıcı yerine koyma cüretinde bulunan hükümet, ‘kimse
bilmez ben bilirim’ ısrar ve inadından öyle bir zehir ekti ki, ektiğini tüm
millet yemek zorunda kaldı.
Şımaran
Apoist PKK/HDP, kendini dev aynasında görerek devlet içinde devlet, millet
içinde millet olabilme hayaliyle kök söktürmeye kalkıştı; sadece dâhili
haçlıları değil harici haçlıları ve Müslümanları dahi safına çekerek meydan
okudu ve okumaya devam edebilmektedir. Haydi, cesaretleri varsa PKK olduğu
aşikâr HDP’ye yaptırım uygulayabilseler ya! HDP’nin meşruiyetine son
verebilseler ya! Neden yapamazlar biliyor musunuz; iplerini Allah’a değil
PKK/HDP dostları haçlı-siyonistlere bağlamış olmalarından!
Seküler-laik
devlette lanet içinde olmasaydı, kendini tehdit eden, açıkça savaşan ve
teröristlerin önünde kalkan olan, her türlü lojistik ve silah yardımında
bulunan, içeride ve dışarıda PKK’ya sahip çıkarak özgürlük direnişçileri
abartısıyla öven HDP’ye verdiği meşruiyeti sonlandırabilirdi. Artık çocukların
dahi kanmayacağı “soruşturma tiyatrosu” ile sürdürdükleri ninni ancak
kendilerini uyutmaktadır.
Gurur
ve kibirlerinden dolayı burunlarından kıl aldırmayan PKK/HDP ile değil konuşmak,
ülkenin bekası için ya telef ya da tehcir etmekten başka bir çözüm yoktur. Eğer
ulumalara kulak kabartır ya da hümanist takınılırsa, Türk bayrağı yerine
PKK/HDP bayrağı burçlara çekilir; hutbelerde de İslam değil Apoizm yankılanır!
İnsanlık
şerefini ruhta değil bedende arayan Apoistler, Apoistlikten önce Müslümanlıkla
şereflenip yüceltilmiş olmalarının kıymetini bilemediklerinden öyle zelil ve
hakir bir topluluğa dönüştüler ki, her şeyden aşağı oldular. Dolayısıyla
PKK/HDP’li her Apoist, Müslümanların kardeşleri ve sırdaşları olamayacaklarından
düşmanların ta kendileridirler!
Apoistler için hikmetin başı nedir bilir misiniz; Apo
korkusudur! Başka bir deyişle PKK/HDP’li olabilmenin ölçüsü, Apo’ya ve
fikirlerine bağlılıktır.
“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü
onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi
isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen
sözlerinden) belli olmaktadır.
Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size
açıklamış bulunuyoruz.” Ali İmran 118
“Allah düşmanlarınızı sizden daha iyi bilir. Gerçek bir dost olarak
Allah yeter, bir yardımcı olarak da Allah kâfidir.” Nisa 45
“(Resulüm!) Sen, onların hidayete
ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi hidayete
erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.” Nahl
37
“De ki: Herkes beklemektedir: Öyle ise siz de bekleyin. Yakında
anlayacaksınız; doğru düzgün yolun yolcuları kimmiş ve hidayette olan kimmiş!” Ta-Ha 135
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder