İnsani bir erdemlik beklenebilinir mi?
Pkk vekillerinin güya siyaset adına meclise girmeleriyle elde ettikleri imtiyaz sayesinde; geriye birçok dul ve yetim bırakarak halkının mal ve can güvenliğini sağlayan asker ve polisleri acımasız katleden teröristleri açıkça destekleyip hakaret ederek tokatlayabilmeleri; sözde Kürt ırkı adına meydan okuyup tehditler savurmaları; büyükşehirlerde çalışma imkânı varken Van gibi terör tehdidi altındaki bir ilin halkına faydalı olabilmek maksadıyla canını hiçe sayarak gönüllü gitmek suretiyle bir barınak bulana dek 76 gün minibüste yatıp kalkan Oguz Eroğlu adındaki şerefli bir doktora Özdal Üçer adlı şerefsiz bir terörist vekilin dayak atmasının hesabı geçiştirilmemelidir.
Önce kendini Vanlıların sağlık ve sıhhatlerine adamış halkın hesap sorması, sonra da millet meclisinin o şerefsizin dokunulmazlığını kaldırarak yargılanmasına izin vermesi kaçınılamayacak bir yükümlülüktür. Eğer TBMM, milletin değil de teröristlerin ve suçluların meclisi ise, bugüne kadar olduğu gibi o şerefsizin de yargılanmasına kalkan olacaktır. Aksi takdir de hain ve nankör yaftasından kurtulamayacaklar, hem Tük hem de Kürt kökenli insanların sevgi ve güveninden mahrum olacaklardır.
Özdal Üçer’ın vekil olması; terörist bir cani ve şerefsiz bir ahlaksız olmasını perdeleyebilir mi? Dini ve insani değerleri yüksek Van’ın, Özdal Üçer gibi bir şerefsizce temsil ediliyor olması, şüphesiz adlarına kahredici bir utançtır.
Ey Vanlı kardeşlerim! Bakın terörist vekilinize dövdürdüğünüz ve hesabını sormakta imtina ettiğiniz Dr. Oğuz Eroğlu ne diyor…
“Van'a gönüllü gittim, orada çok iyi arkadaşlıklarım, dostluklarım oldu. O yörenin insanını seviyorum. Yerel seçimler öncesi Van'da çıkan olaylar nedeniyle sokakta yaralanan BDP'li göstericilere izinli olmama rağmen gördüğümde ilk müdahaleyi yaparak hastaneye kaldırdım. O olaylardan sonra onlarla da iyi ilişkilerim her zaman devam etti. Hastaları olduğu zaman hep bana getirirlerdi. İddia ediyorum bana saldıran ve sonra da ayrımcılıkla suçlayan milletvekilinden fazla arkadaşım, dostum, sevenim var.“
Eğer BDP’nin ve şerefsiz Özdal Üçer’in kulu değil de vicdanı olan insanlarsanız, adaletle şahitlik edin ve kendini sizlere adamış doktorunuzun hesabını sorun!
O şerefsiz kimdir ki, kendisini tanımayan doktora öfkelenip yanındaki teröristlerden güç alarak dövebiliyor? Asıl amacı, Kürt kökenli insanlarımızı provoke edip, Türk kamu görevlisi doktorların dahi kendilerine hasım oldukları imajını yaymaktır. Memleket ve ailelerinden binlerce kilometre uzaklıkta sağlık hizmeti vermeye çalışan doktorları dahi iğrenç emellerine basamak yapan teröristler, ne kadar çabalasalar da kardeşleri birbirlerine düşman edemeyeceklerdir.
Eğer söz konusu doktor, kökeninden dolayı o şerefsizin eşi ve kızıyla ilgilenmemiş ise, Van’ın neredeyse tamamı Kürt kökenli değil mi? Van’a gönüllü giden şerefli o doktor, böylesi insanlık dışı bir ayırımcı ise, neden Van’da görev yapmak istesin ve hizmet aşkıyla aylarca minibüste yatıp kalksın?
BDP’den, o şerefsiz vekilinin ihracını bekleyenler, acımasız teröristlerin fıtratlarını bilmemelerindendir. Ki, bu kışkırtıcı eylem, kuvvetle muhtemel BDP’ce hazırlanmış bir plandır.
Geçen dönem Fevzi İşbaşaran adlı bir Ak Parti milletvekili, tıpkı BDP vekilleri gibi dokunulmazlığına sığınarak görev başındaki polislere hakaret ve tehditler savurmuş, kendini milletine adamış Başbakan Erdoğan’da o azgını derhal partisinden ihraç etmişti. İşte millete karşı olan duyarlılık budur!
Vekil oldular diye kendilerini tanrı zanneden sefiller, kendilerini seçen vatandaş tokat atsa dahi mütevazılıklerini bırakmayarak sabır göstermeliler, ne kadar alçaldıkça o kadar yükselebileceklerini idrak etmelilerdir. Ancak şeytanın lanetlenmesine sebep olan benlikleri, imtiyazları geçicide olsa tanrıymışçasına böbürlenmelerine ve insanları kul görmelerine neden olmaktadır. Bu sebeple kendilerine “kim olduğu” sorulunca, saldırarak tokatlamaya hatta öldürmeye kalkışırlar. Kimin haddine, vekilin tanınmaması, üstelik kim olduğunu sorma cesareti!
BDP’li terörist vekillerin dokunulmazlıklarına aldırış etmeyerek bilmukabele de bulunan polisleri tebrik ediyor, duyacakları herhangi bir endişenin, onurlarını yitirmelerine fırsat vermemesini temenni ediyorum.
“Kötülük yapanlara gelince, kötülüğün cezası misli iledir. Onları zillet kaplayacaktır. Onları Allah'a karşı koruyacak hiç kimse yoktur. Onların yüzleri sanki karanlık geceden bir parçaya bürünmüştür. İşte onlar da cehennem ehlidir. Onlar orada ebedi kalacaklardır.” Yunus 27
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder