18 Mart 2012 Pazar

CHP bir cerahattir…

Ancak temizlenebilinirse içeridekilerin yanı sıra dışarıdaki hasımlarımızın da iştahlarını kapatabileceğimiz mutlaktır.

Özü ihanete, gaddarlığa, sömürüye, İslam karşıtlığına ve diktatörlüğe dayanan CHP, her ne kadar sosyal demokrat halkçı bir düşünceyle şöhretlense de; içerisindeki halk ruhu, hırsızların, faşistlerin ve teröristlerin sahip olduğu halk ruhundan fazla değildir. Amacı; Allah’a, Peygamber’e ve İslam’a olan inancı yok etmek, Müslümanları asimilasyona uğratmak, devlet kurdukları gerekçesiyle kendilerine biçtikleri ebedi iktidarlık imtiyazlarıyla dokunulmaz sandıkları misyonlarını devam ettirebilmektir.

Kuruluşlarında büründükleri din ve vicdan maskelerini çöküşlerinde de tekrar takarak, milleti manipüle etme çabaları, artık yeterli olmayacaktır.

CHP’nin kurucusu Atatürk, Osmanlıyı yıkıp Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurarken; “Kanuni esasi Kur’an’ı azimünşandır” dememiş miydi? CHP’nin temellerini atarken; “Dini ve namusu olanlar kazanamazlar, fakir kalmaya mahkûmdurlar. Böyle kimselerle memleketi zenginleştirmek mümkün değildir. Onun için din ve namus telakkisini kaldırmalıyız. Partiyi bunu kabul edenlerle kuvvetlendirmeli ve bunları çabuk zengin etmeliyiz” ifadelerinde bulunmamış mıydı?

Bu durumda CHP’nin dinsiz, namussuz ve yalancı bir parti olmadığını iddia edebilmek mümkün müdür?

Düne kadar ellerindeki caydırıcı güçleri olan asker ve yargıdaki diktalıklarını yitirmeleriyle tüyü yolunmuş sıska bir kaza dönüşen CHP, din ve halk düşmanı sömürgeci medya başta olmak üzere arda kalan kırıntılarıyla özel avantajlarını korumaya çalışmakta, bunun için kendine sahip çıkan ezeli düşmanımız haçlılara dahi sığınıp, Batı’daki İslamofobiyi kullanarak Türkiye aleyhtarlığıyla onlardan medet umabilmektedir. Ancak gelmiş ecelini öteleyebileceğini zanneden CHP, kuruluş dönemindeki ihanetini çöküşünde de sürdürmeye kalkışması, lanetsel fıtratının kaçınılmaz bir gereğidir.

Müslüman milletimiz, yaşamının tek standardı olan dini vazgeçilmez bir kutsal olarak korusa da, CHP’nin modernlik gerekçesiyle dini ve oluşturduğu düzeni şiddetle kötülemesi akılları karıştırmış, dolayısıyla seküler düşüncesi taraf bulabilmiştir.

ve namus karşıtlığını modernlik mazeretiyle örtmeye çalışan CHP, modernliği cinsellik, teşhircilik, tahrik, zina ve fuhuş gibi insan onur ve haysiyetini bedbaht eden ahlaksızlıklarla özdeşleştirmiş, bu sebeple din ve namusun geçit vermediği faziletsizlikleri modernizm ile dayatmıştır. Zaten dine ve namusa düşmanlığının önemli bir nedeni de tamamen cinselliktir.

İffetleriyle tanınan Müslüman Türk kadınlarını seks metalarına dönüştüren CHP, sadece Allah ve ayetlerine karşı değil millete karşı da şımarık ve kibirlidir. Dine olduğu gibi halkada yukarıdan bakan CHP, Yaratıcısı karşısında takındığı azametli kibrini halka da duymaktadır. Yaratıcısına başkaldıranın halka saygıda, merhamette ve hizmette bulunabilmesi mümkün müdür?

Başbakan Erdoğan’ın “dindar gençlik istiyorum” açıklamasına karşı savaş naraları atan CHP, milletin % 70’den fazlasının onay vermesiyle sessizliğe bürünse de, azımsanmayacak bir kitlenin CHP ile aynı düşünceleri paylaşmış olması, yıllardır yaydığı zehirle insanlarımızın nasıl akıllarını karıştırıp dinlerine düşman yapabildiği dikkatle okunmalıdır.

Yoksa muhakeme edebilen bir insanın kendini yaratıp sahip olduklarını veren Yaratıcısı Allah’a boyun eğmesi ve kulluğunu kabul etmesinden daha tabii ne olabilir?

Şeytan nezdinde din ne ise, CHP içinde odur.

- Müslümanları mazoşistlikle yaftalayan ve eziyetlerini mubah sayan;
- Namaz kılan gençler istemeyen;
- Dine geçit vermeyeceğini haykıran;
- Ezan sesinden rahatsızlık duyan;
- Cami çokluğunun çağdışı görüntü verdiğini açıklayıp cami yapımına izin verilmemesi isteyen;
- Türban ve başörtüsünü habis bulan;
- Müslümanları gericilikle aşağılayan;
- Müslümanlara kamu alanlarına girme yasağı getiren;
- Eğitimde dine karşı çıkan;
- Din ile ilgili her konuda muhalefet eden;
- Asker ocağının Peygamber ocağı olarak anılmasından dahi rahatsızlık duyan;
- İslam karşıtı tüm gurupları destekleyen;
- Müslümanları ikinci sınıf vatandaş gören;
- Müslümanları fişlettirip asker ve yargıya baskı yaptırtan;
CHP değil mi?

Ancak her kesimin oylarına talip siyasi bir parti olmasından ötürü din karşıtı muhalefetin içinde bazen doğrudan yer almasa da, planlayıcısı ve azmettiricisidir.

Parti iktidarı, her ne kadar anayasaya bağlı devleti yönetiyor ise de, İslami hassasiyetine tahammül edemeyen Ergenekon, Balyoz ve bilumum terör örgütlerinin arkasında CHP olduğu yabancılarca dahi bilinmektedir. Zaten demokrasi manipülasyonuyla gizlemeyip azgınları açıktan savunmaları, hiçbir şüpheye yer bırakmamaktadır. İslam aleyhine her kim var ise avukatlığını üstlenen CHP, caydırıcı güçlerini hapisten kurtarıp tekrar bir araya toplayabilmek için yoğun çaba sarf etmekte, seçimle işbaşına gelemeyeceği gerçeği karşısında halkı isyana teşvik etme gayreti içinde olduğu aşikârdır.

CHP, sadece din ve namus düşmanı değil demokrasi düşmanıdır da! Gerçi diktatörlüğü dönemi bunun açık bir kanıtı olup, demokrasiyi sindirebilmesi asla mümkün değildir.

sürekli nefse hitap ederek insanı mahvetmesi misali, CHP’de BDP gibi ağzından demokrasiyi düşürmemektedir. Onlar için milletin özgürlüğü, bütünlüğü, huzur, refah ve güveni değil, buyrukları altındaki esaretleridir.

Konfiçyus’un; “Tek bir kelime; bize, karşımızdakinin akıllı mı, aptal mı olduğunu gösterir” tespitine, CHP’ye destek ve gönül verenlerin CHP gerçeğini kavrayamamış olmaları, şüphesiz yaşasaydı Konfisyos’u da hayrete düşürürdü. Nasıl oluyor da CHP % 25 oy alabiliyor? Nasıl oluyor da sloganları “Ya Allah ya Bismillah” olan MHP, dindar gençlik hedefine karşı çıkabiliyor?

Her iki kişiden birinin oyunu almış iktidara tehdit ve zoraki dayatmalarda bulunarak alışageldiği eşkıyalığını sürdüren CHP’nin demokrasiye ve millet iradesine düşman olduğu tartışılmazdır. 4+4+4 eğitim sisteminin yasalaşmaması için işgalsi saldırısı, gençlere dini eğitim özgürlüğü sağlayacak olmasındandır. Yoksa hangi akıl, özgür bir seçme hakkı tanıyan eğitim sistemine karşı çıkabilir? Eğer söz konusu eğitim sistemi değişikliğinde dini bir özgürlük olmasaydı; CHP, hiçbir muhalefette bulunmaz, bilakis desteklerdi.

Aslında CHP bir muhalefet partisi değil, apaçık bir işgalcidir. Dine ve halkın Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi inanç sahiplerinin tamamına düşmandır.

CHP ile işbirliği ya da uzlaşmaya girişmenin ilk maddesi; YAPMA’dır…

Dinden, adaletten ve vicdandan taviz vermeden CHP ile asla uzlaşılamaz. Her kim CHP ile bir konuda işbirliği yapmış ise, o mutlaka değerlerine ve milletine fiyat etiketi koyan bir haindir.
Sözde yapılması düşünülen yeni anayasa çalışmalarında CHP’yi mihenk taşına oturtan TBMM Başkanı Cemil Çiçek; acaba anayasada dinin, adaletin, vicdanın ve millet varlığının yer almamasını mı düşünmektedir? CHP ile mi insani haklar, ahlak, baskı ve zorbalığın olmadığı bir anayasa yapacak? CHP’nin yer alacağı bir anayasa da insani değerler yüceltilebilir mi; millet söz sahibi olabilir mi?

Halkın geçit vermediği despot CHP’nin hiçbir talebi yerine getirilemez. İktidar, CHP’ye karşı değil halkına karşı sorumludur. Şayet halk, CHP’nin fikirlerine itibar edip güvenseydi, Ak Partiyi değil onu iktidara taşırdı. Dolayısıyla CHP’nin hiçbir görüşü ciddiye alınmamalı ve ulumasına kulaklar tıkanmalıdır.

Ak Parti milletvekillerinin eğitim komisyondaki dik duruşlarını tebrik ediyor, sert olana karşı sert davranma haklarını cesaretle kullanmalarından kutluyorum. Aksi takdirde milletten aldıkları desteği bir avuç eşkıyaya peşkeş çekmiş olsalardı, âleme rezil rüsva olurlardı.

Allah’ın yardımı ve milletin idrakiyle biten CHP’nin naraları, can çekişen bir canlının son iniltilerinden farksızdır. Müslüman halkı acımadan tepelemeye kalkışan CHP’ye bağlı komutanların acınası sefil halleri, CHP’nin gürültüden ibaret bir hiç olduğu gerçeğini yeterince ispatlamıştır. Onun için hiç kimse CHP ve sürüsünden korkmamalı, bilmukabele de bulunmaktan kaçınmamalıdır.

“İşte o şeytan, ancak kendi dostlarını korkutur. Şu halde, eğer iman etmiş kimseler iseniz onlardan korkmayın, benden korkun.” Al-i İmran 175

Hiç yorum yok: